Hatasız kul olmaz!

Kurthcın FISEK

Hatasız Iıul olmaz!

ERKESE hakaret (ve iftira) etme
H hakkı, iki meslek grubunun im
tiyazındadır. Polisler, gazeteciler… Kime şikâyet edeceksin? Karakola mı, gazetesine mi? Çok büyük
abuk-sabukluk yapılmadıysa, şikâyetçinin şikâyet etmesi, kafasını duvara
çarpmasına benzer…

Polisleri bırakalım kenara… Kendimden söz edeyim…

“Bir Günün Hikâyesi”ni yazmaya
başladığımdan beri sadece iki kere
mahkemelik oldum. Muzır (Zararlı)
Kurul şikâyetçi oldu. “Basın hürriyetine tecavüzün cinsel organı” demişim
kendilerine… Alınmışlar, gocunmuşlar… Bir de, başbakanlık müşavirlerinden Ibrahim Pınar’a “köstebek” sıfatı yakıştırmışım… O da üzülmüş
buna… Son kararı bağımsız yargı verır.

_Ama benim derdim başka…

Içinize sinmeyen, aklınızın basmadığı bazı haberler, bilgi notları gelir önünüze… Hem yarış, hem rekabet halindesiniz… Tahkik edecek zamanınız olmaz, yazarsınız… Fos çıkar. Meslek namusu gereği, mesele
küllenmeden, açıklamayı yayınlarsın,
hatayı düzeltirsin…

Bugünkü öyle bir “günah çıkarma” yazısı…

***k

Önce Dr. Yücel Edil aradı. Başbakanlık müsteşarı… ”Devlet hizmeti”
süresi tutmadığı için, müsteşar olma
sının mümkün olmadığı anlaşılınca,
alaturka hukuk kurnazlıklarıyla aynı
işi yapmasının sağlandığını söylemiştim… O “minik kuş”lardan birini yakalarsam ne yapacağımı ben bilirim… 1960 SBF mezunuymuş kendisi… Hikmet Çetin’in, rahmetli Gündüz Okçün’ün sınıf arkadaşıymış,
Maliye Bakanlığı teftiş kurulunda geçen zamanı bile süreyi doldurmaya
yetiyormuş, “Türkiye-AT İlişkileri”
üzerine Sorb0nne’da doktora yapmış…

“Tekzip, açıklama filan değil…”
dedi, “Sırf bilesin istedim…” Yerin dibine batmış vaziyette, kusurum oldu,
affola!

*f*

Arkasından Tezcan Yaramancı
bastı boğazıma… THY genel müdürüdür kendisi… PTT genel müdürü
Veli BettemiHi elektrikli sandalyeye
oturturken (hâlâ oradalar kendileri),
bir ufak kamış da THY’ye atmıştım.
Hatırlarsınız, _Hürriyet’in haberi vardı
bu konuda… Iki uçak az kalsın havada çarpışıyordu. Haberi dikkatli okumamışım, çarpışmalarına ramak kalan uçakların THY’ye ait olduğunu
yazdım. Biri Pegasus’a, öbürü lstanbul Hava Yolları’na bağlıymış…
THY’nin uzaktan yakından ilgisi yok
__muşu

Sözün kısası, iki konuda saçmaladım… Hatasız kul olmaz, tekrar affola!..

Euçuoıvıwr
sırıızım…

BEN’ DŞ _
EIçOIUOMP/ı_
Bıl._E_ML_EI2ı
. BıLıEıML.

BIIMSI Almanya

LMANYA’da gurbetçilerimizin sebep oldukları trafik kazaları artmaya başladı. Zannedersin Türkiye… Aachen trafik müdürü Oskar Gerdom dostum aradı, sebebini anlattı.
“Çarpanlar değil, çarpılanlar Türk…
Alman sürücülere ters gelecek şekilde
park ediyorlar arabalarını… Beş arabanın rahatça sığışabileceği yere girip tamamını kapatıyorlar. Anlamaya çalıştık, sonunda böyle park edişlerinin sebebini öğrendik. Kıbleye doğru park
edilmesi ğerekirmiş… Yollarımızı inşa
ederken hesaba katmamıştık bu faktöru ”

Burası hükümet

AKlFBANK’taki ”t0katçılık” olavyıyla ilgili olarak, Çiller’in sağ kolu, hükümetin kuwetli adamı, kurultayın mimarı Necmettin Cevheri kısa
bir açıklama gönderdi. Yayınlamak namus borcumdur. — .
”Bu kredi borcu, 18.9.1991 tarih ve
51876 sayılı Banka Yönetim Kurulu kararı ile Vakıfbank Genel Müdürlüğü tarafından tahkim edilmiştir. Borcun tutarı 47 milyar 900 milyondur. O tarihteki
hükümet Mesut Yılmaz’ın hükümetidir.
Sorumlu aranıyorsa onlardır…”
Ortada pis kokular var. Kimin çıkardığı tartışmalı…
Sayın Cevheri’den bir ricam var.
Madem öyle, üstüne git!

SULEYMAN DEMIREL
DOĞRUYOL kurultayı ndan önce,
köşe-bucak kaçıyordun _Hüsamettin
Cindoruk’tan… Gönlün Ismet Sezgin’deydi besbelli… Güniz Sokak’taki hesap, Çankaya’daki konuta uymadı. Şapkadan Tansu çıktı.

Şunu öğrendim artık… Çankaya’nın kitabında, kalıcı dostluklar
değil, geçici ittifaklar vardır.

Kaç zamandır görmediğin
Cind0ruk’la bir hafta içinde
tastamam üç kere beraber (ve
halvet) oldun, uzun uzadıya
konuştun… Kadının yaşı, erkeğin
maaşı, babanın hesabı sorulmaz…

Ama dikkatleri çekti bu olay…
Onun üzerine rica ettin, daha rahat,
sakin ve ambiyanslı bir atmosferde
görüşebilmek için, TBMM`de
kendine makam odası t_
yaptırıyorsun… Aynı şeyi Ozal
yaptıydı, ”Meclise ipotek koymaya
çalışıyor” diye yeri yerinden
oynatmıştın…

Bir şey daha öğrendim senden…
Kim tutarlı olmuş da, adam olmuş?

,a- V. llAy_
* İ nı nutuk
iki kere
tekrarlandı mı
inandırıcılığını kaybeder…”
(George OnNeII, 1932)