Cindoruk’ım son iki çıkışı

Kurthcın FISEK

cindoruldun son iki çıkışı…

OĞRUYOL’a kimin genel

başkan olacağı beni hiç il
gilendimıediği için, Cindoruk’un sözlerini, hayatını, sanatını ve
eserlerini uzaktan izledim.

Kendisini Özal familyasıyla mahkemelik eden “Hacı Hüsrev Ailesi” benzetmesini yaptığında gülmüştüm.
“Emanetçilik” rolünü üstlendiğinde,
“Helâl olsun, kendisi için bir şey istemediğine

“Böyle bir sorumsuz kurul, hükümetin sorumluluktan kaçmasıdır…” demeye getirdi, “Hükümet hükümetliğini
bilsin, meclis de meclisliğini…”

***k

İkinci çıkışı daha önemli bence…

‘_ Fehmi lşıklar’ı seven sever, istemeyen sevmez… Alacağı kararlar anayasayla bağlı olan Anayasa Mahkemesi,
TBMM Başkan Vekili Fehmi Işıklar’ın

_ H göle ` . t “V0, V. .. milletvekilliğini
mert?” . dermê- Doggu düşürdü. 12 Eylül
tım. Yırmı yedı ya- wLDAYıM… ğ kafasıyh yapııan o
şında bir avukat- g& _ – – _
k ._ _ _ _._, anayasa çelışkıler

en cuppesını Yere . . le dolu… Toptan
flgatépı “Yâsısî b v ` kaldırılmak gerea a’ a a ae_ = kir.
Yarrlıyass’ _w ğdçllj’ Fehmi lşıklar’a
Y°rl decğglß’ Og’ ”geçmiş olsun”
renınce, üs ütün 1 ziyaretine gm;
hoşuma gitmişti. Cindoruk
Ama, benimki- G- ~- k _
si, kuzaktank izle- şmdaîıruşmyîerçîlelrı
me ‘Sevme z sonra, “Kimin mil. k** . , – letvekili olacağına
Iki tane çok seçmen karar ve
önemli çıkış, bir tane de büyük jest
yaptı Cindoruk…

“Milli Koordinasyon Kurulu” gibi
çok partili bir abuk-sabukluğa hayır dedi. Yargı organlarının yetkisini mahkemelerden alıp’ yasama .organına
(TBMM) veren ”tahkikat komisyonu”
tecrübesini unutmamıştı zahir… Yassıada’da bunu yapanların avukatlığını

üstlendiği için ağzı yanmıştı.

rir, kimin milletvekilliğinin kalkacağına
kendileri gibi seçilmişler karar verir!”
dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin zerre kabahati yok bu işte…

Kabahat, o anayasayı yapanlarda…
Cindoruk’tan bir ricam var. Hazır eli
gitmişken, şu geçici 15’inci maddeyle
de ilgilense iyi olacak… Anayasayı onlar yaptılar.

LA .
Bi: îlfıfîıîîc su ama
IÇıLMEZ…

Meclisteki
kıııırtılar

LGİNÇ bir dayanışma örneği
ı yaşandı mecliste… İstiklâl Savaşı

başlarken bile bu kadarı olmamıştı. Başta TBMM başkanı, herkes Fehmi lşıklar’ı ziyaret etti, “geçmiş olsun”
dileklerini iletti.

Kapatılan HEP’ten kimse yoktu.

En azından ben öyle duydum, aktarıyorum.

“Sattı bizi!” demiş bazıları… “Gitmeyelim, başının çâresine baksın!” demiş
öbürleri… ‘

Adam 12 Eylül’ün zindanlarında yattı, çıktı, geldi, halkın oylarıyla meclise
girdi. Onu o zindanlarda yatıranların
yaptığı anayasaya göre milletvekilliği
düştü.

Aynı anayasanın aynı âmir hükümleri gereğince, boş zamanlarını Zincirbozan’da, Hamzakoy’da geçirip irtifa kazananlar (864 metre) düşünsün… Aynı
anayasal yollardan geçenler düşünsün…

.. **- “Dürüst
` politikacı, birine satıld ı k t a n
sonra, öbür seçime kadarbaşkasıyla pazarlığa oturmayan politikacıdır…” (Simon Cameron, 1860)

SANDALYE

COŞKUN KIRCA
MÜLKİYELİ ağabeyimiz
olarak hürmetimiz sonsuzdur, ama, Mü|kiye’nin şânındandır, kuwetliye boyun eğmez,
“hakşinas” davranır. Olmadı.
Tansu Çiller’e öyle bindirmeyecektin…

Çiçeği kulağında başbakananamıza “Nereden çıktı bu’ kürtçe.? Türkiye’nin nereye gideceğini
biliyor musun?” diye sormuşun…
O da fena hâlde sinirlenmiş,
“Saçmalamai” diye masaya vurmuş…
Memduh TağmaçHn “Anayasa bize bol geliyor, azıcık daraltalım!” dediği günlerde, “Niye?
Neresi bol?” dememiş, 12
Mart’ın anayasa makastarlığını
yapmıştın… Uzun zamandan beri
de, SHP-DYP koalisyonunu kesip
biçmeye çalışıyorsun…

“Ben DYP milletvekiliyim,
partimden başkası beni ilgilendirmez!” demeye kalkışma sakın…
SHP’nin neyini, nesini sevmediğini açıkça söyle, kadıncağızı sinirlendirme… Sonra, 22 yıl öncesini
anımsayarak (“hatırlamak”), asker çağırmaya devam ettiğini
zannederler…