Eycan’ın koalisyona ettiği…

Kurthcın FISEK


Evcamn koalisvona ettıgı…

OALİSYON ortaklarından
KSHPhin özelleştirmeye karşı

çıkacağını sanmıştım… Ya koltuklar tatlı geldi, ya 1994 belediye seçimlerine iktidar faytonuyla gitme hesapları var, gıklarını çıkarmadılar.

Başlar bağlandı.

Tamam, hem çoğunluk, hem
azınlık partisinde hoşnutsuz homurtular var, ama, o kadarı kadının kızıyla paşanın oğlunda da olur. Ortalık
yatışır, eylül-kasım kurultayları beklenır.

Şimdi demem
o değil…

KlT’lerde çalışan 600-700 bin
kişi var. Ortalama
aile büyüklüğü
sayısı olan 5’le
çarpın, özelleştirme 3-4 milyon kişiyi etkileyecek…
Etkilemekten öteye, rızklarının köküne kibrit suyu
ekecek…

“Işi sosyal ve
adil bir çözüme nasıl bağlayabiliriz?”
tartışmaları yapıldı koalisyon tekrar
kurulurken… Tansu Çiller radikaldi,
“KlT’leri hemen özelleştirelim, satın
alanlar düşünsün!” dedi, ama/Erdal
beyin ağlamaklı yüz ifadesini görünce kıyamadı, yumuşadı, “Peki, 20 senesini dolduranları emekliye sevk
edelim…” dedi. Yüzünün yumuşaklığının, sesindeki sevecenliğin, rahmetli pederinden gelen babacanlığının, trafik ışıklarına riayetin büyük

puan topladığını, prim yaptığınıçok
iyi bilen Erdal bey bastırdı. “Yok, 25
yılda hâlleşelim!”

Pazarlık bağlandı, işler yoluna girer göründü, SHP’li bakanların yerlerini koruyacakları anlaşıldı, sosyal demokrasinin kırmızı plakalı kesiminin
yüzü güldü.

Derken, 39_yaşındaki, 5 çocuk
babası, TEK’in Istanbul-Anadolu yakası işçilerinden Vahap Eycan çıktı
ortaya… O bölgedeki elektrik iletim
ve dağıtım sisteminin özelleştirilmesi sırasında işten çıkartılan 650
arkadaşıyla kafa
kafaya verip Danıştay’a gitmiş
meğerse…

Ozelleştirme
sırasında edinilmiş özlük haklarının çiğnendiğini, özelleştirme
yapılırken ihale
açılmadığını, talan yapıldığını
söylemiş… Danıştay da, tarihinde az
raslanan bir şekilde, oybirliğiyle,
özelleştirme sözleşmesini iptal etmış…

Gazetelere yansıyan “AKTAŞ
Skandalı” meselesi…

Ortada “emsal kararı” var artık…

Kararın böyle çıkacağını önceden
öğrenen SHP’lilerin “KİT’leri satın gitsin!” okeyini bu yüzden verdiği konusunda dedikodular da var Ankara’da…

W… lı

ŞAPKA MODAG!
BıTTı .

sti/ım’ MODA “Bu .n _

Değişim rüzgârları

ANSU Çiller’in kabinesi açıklandı,
T yarın iktisad^ paketi açılacak… Ka
bineyle ilgili gırgır yorumu, bıyığını
kestirmesine rağmen kırmızı plaka verilmeyen bir DYP’li dostum yaptı.

“Kırk yıllık bıyığımı, erkeklik sembolümü kestim, uyduruk bir devlet bakanlığını bile esirgediler…”

Yanlış değil yorumu… Bıyıklıların sayısı arttı bakanlar kurulunda…

Bakanlık konusunda ezelden ebede
umutsuz bir SHP’li dostum daha değişik
bir yorum getirdi. Bu kabineden hayır
gelmeyeceğini, aşağıya tükürsen ruja,
yukarıya tükürsen bıyığa çarpacağını
söyledi.

Kabine istatistiklerini okuyorum…
Gazeteler istatistiğin her türlüsünü çıkarmış… ElGll( kalanın ne olduğunu merak
ettim, yabancı dil bilgisi ortalamasınıçıkardım… İngilizce, Almanca, Fransızca,
Rusça, Farsça ve Arapça’yı seller sular
gibi okuyor, konuşuyor hepsi… Bakan
başım bilinen yabancı dil sayısı 1.32…

Çoğunu tanırım… Meclis albümü düzenlenirken “TOEFL” (Berlitz Ingilizcesiyle “t0fıl”) testi yapsalar, yabancı dil
bilgisinde, noktanın solu gider, sağdaki
küsûrat ve teferrûatı kalır.

DUYDUM, tuhafıma gitti. “Beş
dakika Beşiktaş” durumu, istasyonsuz onaylamışsın bakanlar
kurulunu… “Baba, sarı gacı bizi
pas geçti, susacak mısın? Hani
gonuşan Türkiye istiyordun…” diye fit sokmaya çalışan bazı yakınlarına da, “Onayladıysak onaylamış sayılmayız… Karışmadıysak,
kefil olmadığımızı söylemek içindir…” demişsin… Siyasî cemaziyüleweline bakarak tutarlı olduğunu söyleyemem… Dün-bugünyarın elbette birbirine benzemez,
ama, üçü arasında devamlılık,
bağlantı vardır. Kefil olmadığını
söylediklerini torba listeden
TBMM’ye ben sokmadım…

“Uzlaşma şemsiyedir. Onunla çatı
çatılmaz… Temel hiç atılmaz…”
(Hugh Gaitskell, 1954)