SHP’de daha daha ne var?

SHFrIe daha daha ne var?

oöııuvoı Partisi’nin delegeleri çok zor bir karar verdiAşağıya tükürseler ruja,
yukarıya tükürseler bıyığa, biraz daha yukarıya sıçratsalar kele isabet
edecekti.
Sonunda ruja razı oldular.
Kurultayı izledim… Heyecan (ve
değişim) rüzgarlan esiyordu, “Eskiye rağbet olsaydı bit pazanna nur
yağardı” şarkıları teypten çalıyordu.
Yaş ortalaması 54 olan kurultaydan 47’lik başbakan çıktı. Tansu
hanımın cülûs töreninde yanından
eksik olmayan, aksesuvar olarak ortalarda dolanan emanetçilere, eski
bakanlara, “beyin takımı”na kalsa,
yaş ortalaması yine 74 olacaktı,
ama, olsun, “dünya ahiret bacımız,
sarı gacımız” kişiliğini, fîziğini, kılık-kıyafetini, fiziksel (ve zihinsel)

ağırlığını ortaya koydu, ° ‘ni birdenbire gençleştiriverdı.
‘k i’ *k
DYP’yi gençleştiren, çağdaşlaşm
ran, köylülükten, bıyıklrlardan
kurtaran kurultayın ertesi sabahı çıkan yazımın başlığı şuydu: “DYP
Tamam, SHP’ye devam!”

Bir gün sonra da yorum yapmıştım: “Bu koal’ bitti…”

Çok tepki a dım.

Soldan nefret ettiği için, hem çatalını, hem bıçağını sağ eliyle kullanan DYP’nin üst düzey bir yöneticisi (ve kaderin cilvesi olarak arkadaşım) aradı. “Yanlış düşünüyorsun…” dedi, “Bu koalisyon devaın
etınelidir…”

SHP’nin meğerse ne çok seve
ni vannış…
*k i’ ‘A’

1994 yılında belediye seçimleri
var.
SHP de inşallah o seçimlerde
boy gösterecek…

Taıısu Çiller “Monetarist” iktisatçıdır. Çağ atlamış bir “Robin
Hood” olarak, fakirden alıp z ‘ne veren ekoldaşlan gibi,
kara, selîl-süfelâ takımına senıpati
beslemez… Giyim-kuşamında da
gösterir bunu…

SHP’ye yakışır mı, yakışmaz
mı, onlar karar versin…

i**

Peki, mevcut koalisyonun de
vamına DYP’de niye bu kadar sıcak ilgi gösteriliyor?

Kumar tarihinin en büyük üçkağıtçısı “Nidr The Greek” güzel lâfIar eder: “Kerizi parasından ayırmak sevaplır…”

Ya parasından, ya oyundan…

Kurthan F ŞEK ~

K0 tanıam sıra Iıalıaıla

NKARNDA siyasî tansiyon birdenbire düştü. Sıkı koalisyon pazarlıkları başlayana kadar bir-iki gün
böyle gider. Tansiyon düşük, zaman bol
olunca ne olur? Bpri yapılır, fıkra üretilir.

Çankaya’ya (mazbata almaya) şen çıkıp yaslı dönen yeni başbakanımızın neşesizliğine bir anlam veremedi kimse.lçeri alınmayıp kapıda bekleştirilen, ağaç
edilen gazeteciler yorum yaptılar.

“Baba dişli çıktı, masaya zum
adiâdi, ‘Kesinlikle olmaz’ iye tavrını

u…”
y”fansu hanım ne istedi de bu kadar
siniılendi baba?”

“Soyadırıı verip nüfusuna kaydettir
ı…”

“Peki, inandırıcı bir gerekçe de mi
gösteremedi Tarısıı hanım?”

“Bir gerekçe gösterdi aslında…
Kocasının bu düzenlemeye yıllar ewel
ses çıkarmad nı sö edi. Babanın ilk soyadının ‘Dola ızoğ u’, ikincisinin ‘Gündoğdu’ olduğunu hatırlattı. İki defadan
bir şey olmadığına öre, üçüncüsünden

de olma m ı, -kız imajının böylece ni anlattı. Baba kızdı buna… ‘Bu kadar da femoluk fazla’ diye
kükredi. llısan Sabri yangil’in Bursa
valisiyken yazd şiiri bıle okudu…”

Bir-iki güne dar tansiyon yine yükselir, cidrfleşiriz…

“Cömert derler maldan
ederler, yiğit derler amdan
ederler…” (Anadolu atasözü,

Br

on yedinci yüzyıl)

YILLAIZDIR Yazlik öökıîı
İcışıpevız
I