Dalan’a gecikmiş teşekkür borcu…

llalan’a QBGİKMİS

EŞHUR 26 Mart 1989 belediye seçimlerinden iki gün önceydi. Ankara’ya, evime dönmek için Cağaloğlwndan taksiye bindim, havaalanına gideceğim…
Sultanahmet çıkışında tıkandı trafik… Şoförle muhabbete daldık. O günlerin âhiret sonısunu sordum şoföre…
“Dalan ezer geçer herhalde… Kaç
farkatar?”

tı. Bıçkın, bitirim,

fahişe yatağı… Yakında zâten ev yok,
çoluk-çocuğunu götüremezsin… Meselâ, Tarlabaşfnı açtı. Beş yıldızlı otellerde kalanlar uçaklarına zamanında
yetışın diye…”

Bu sefer şoföre ben ters baktım…
Sennaye düşmanı mıdır, nedir?

O devam etti: “Ben Bahçelievler’de
oturumm abicim… Bizim mahalledeki
lağım patlayalı bir buçuk ay oldu, herkese başvurduk, tık yok… Arabadan
eve, evden arabaya giderken lağım sularının içinden geçmekten iki pabuç,
dört pantalon attım… Kazanmaz, kazanamaz…”

Hep derim… Kamuoyu anketi yapacaksanız, Şoförler arasında yapın… Ge

II
İßsekklll’ İIOIGII…
çimleri, gelirleri, Türkiye ekonomisi
bi akaryakrta endekslidir. Kulakları
liktir, her siyasi meşrepten bin türlü
zzlcuyu dinlerler. Direksiyona kuwet,
r yere gider, her yen’ görürler…
Ankara’ya iner inmez, eve gideceğime gazeteye gittim. “Dalan seçimi
kaybedecek… İddiaya giren var mı?”
dedim.
Kerizi buldular,

ı

Dönüp baktı yü- .-SONRA sı GÜN söğüşleyecekler, bazüme… “Uzak ara NAPOIYONU AVR lıklama atladılar üskaybeder abicim!” CIKTİFW- tüme… O zamanın

Şaşırdım, niyesi- parasıyla bire iki veni sordum… rip 8 milyonlarını al
“lstanbul’a çok dım. Sağolasın Da
‘ şey yaptı…” dedi, lan! Fonetik (Berlitz)
“Meselâ, kazıklı yo- ingilizceyle “tavlu yaptı. İşlerini bi- zınd bereket”…
tiren ışadamları Bo- *k*
ğaz meyhanelerine
daha çabuk gitsin DYP’nin başkan
diye… Meselâ, sahil adaylarından sayın
yolum parldar yap- Bedrettin Dalan’a

‘ bir teşekkür borcum
daha var. Ewelki gece televizyondaydı, Amerikan eyâlet valilerine benzetti
kendini… “Ayzınhavır hariç, hepsi vaIilikten geldi!” dedi._

Misafirler vardı. lstanbullu… “Helâl
olsun, yakışır bizim Dalan’a!” dediler.

Onlarla da iddiaya girdim. Amerika’nın 42 cumhurbeyinden yalnızca
16’sı valilikten gelmiş… Eisenhower
aralarında olmak üzere son 10’undan

“yalnız 3’ü eski valiymiş… Jimmy Car
ter, Ronald Re , Bill Clinton…
Ayrıca, valâğcanseçimi kaybetmemiş
hiç biri…
Gözümün içine baka baka yalan
söyleyenlere kızıyorum, ama, sâyelerinde para kazanmaya da bayılıyorum…

Kurthcın FISEK’

g.

BıIZ MURAD!
, _VNZDAı
Burun BABALARI
_. Domßrvbız…

VOIIIIIIII olmaz…

ENERBAHÇFNİN “gol kralı”
F Tanju Çolak’ın Yargıtay Yedinci

Dairesi’nde murâfaası vardı. Mâlûmunuz, toplu araba kaçakçılığından 9
yıl 4 ay hapis cezası yemişti kendisi…

Tanju Çolak şimdilerde 30 yaşında… Her mevsim yaşı kadar gol atıyor.
Benden duymuş olmayın “süper golcü”…

Ama, herkes keriz, bir tek kendisi
uyanık… “Bizim futbolcuların zekâsı
kıt, aklı nolsan…” diye demeç verdi.

Yargıtay kararı bozarsa 4-5 sene daha top oynar. Yargıtay kararı onaylarsa
40 yaş civarında hapisten çıkar.

Sırf merakımdan, biri başkan, dördü
Üye, Yedinci Daire’nin beş mensûbunun hangi takımı tuttuklarını soruşturdum. Iki de yedek Üye varmış… Başkan
Müût Utku “milli” takımı tutuyor. Iki
üye (asil-yedek) futbol maçı seyretmemiş… Yani, “takım tutma” alışkanlıkları

yok… Geri kalan dördü Fenerbahçeli… 4

Murâfaa bir ay ertelendi.

‘Aksak eşeğe kör nalbant yakışır…”
(Anadolu özdeyişi,0n yedinci yüzyıl)

ERSİN FARALYALI

ayın İnönü’nün riyasetinde topS Ianan bakanlar kurulunda, Tan
su hanımın gıyabında, Tansu
hanımın iktisadi paketi açıldı. Pek
şaşırmışsın… Sağa sola “salma” vardı, çoğu da senin bakanlığının bağlı
kuruluşlarına aitti.

“Benim bunlardan haberim yok,
nereden çıktı? Biz bakanlığımızın
bütçesini zor denkleştiriyoruz!” dedin…

Tamam, Tansu hanım uyanıktır,
tek monografiyle üç akademik kademe atlar, en azından nasıl atlanılacağını bilir, seni tufaya getirdi,
ama, bakanlığının bütçe açığını
(“delik”) kapatmak için, benim kafamı koparmaya hakkın yok…

Edirne-hha’mıza göre, “Keko
bölgesinden elektrik parası alamıyoruz…” demişsin, devam etmişsin…
”TEK memurları para toplamak
için, sayaçları okumak için bölgeye
gitmeye cesaret edemiyor…”

Peki, bizim günahımız ne? Silahsız olmak mı?

Bin işçi çalıştıran fabrikaların
elektrik parasını peşin ödemek zc»
runda kalan “sakin ve asayişli şehir”
sakinleri dağa mı çıksın?