nönü’yü izlemeye devam edin!

&esma

Kurfhan FISEK

İnünü’vü izlemeye devam edin!

RDAI. İnönü, kafası koparılmış tavuklar gibi ortalıklarda dolanan
sosyal demokratların dolduruşuna
gelmeseydi, birkaç şey yapabilirdi.
Birleşmiş Milletler’in eğitim, bilim
0 ve kültür örgütü UNESCO’nun ilk
Türk başkanı olacaktı. Hayatında belki
de ilk defa kendisinden başkasını dinledi, dolduruşa geldi, sosyal demokrasinin başına geçti.
9 YÇK denen acûbenin getirdiği
“Öğretim üyesi yaş sının”nı bekleyebilir, 67 yaşında
emekli ikramiyesini
alıp emekli maaşına
bağlanabilirdi. Yine
sosyal demokratların
doldumşuna geldi, erken emekliliğini istedi,
sosyal demokrat olduğu varsayılan bir parti
nin başına geçti.

ß Yine erken
emekli olabilir,
otuz altı yıllık hayat
arkadaşıyla yemek yiyebilir, kendi kendine
satranç oynayıp fizik denklemi çözebiIirdi. Yapmadı, yapamadı. Yapamadı,
çünkü, “Sen bize lâzımsın!” diyen sosyal demokratların dolduruşuna geldi.
Başka ne yapabilirdi?

Ciddi bir maddî sıkıntıya giren

partisine, “Başınızın çâresine bakın!” diyebilirdi. Demedi, eşine ve kendisine ait gayrımenkûlleri ipotek etti,

1987 seçimlerinin parasını buldu, çı-.

kardı. Sosyal demokratların cebinde akrep vardır, Erdal beyin o parasını geri

Nazim EYIO “me 05

= KENDİNI anal-l ßiRTüızLü_

Bu ALEMN ADMM olamam ı
– ZATEN
#ama

verdiler mi, bilmem… _.
Evinden çıkarken trafiğin kesilmeß sini, işe yetişmek için arabada
bekleşenlerin küfürlerini yemeyi, tuvalete bile temiz elli korumalarla gitmeyi,
öpülmek için eI-yanak uzatmayı isteyebilirdi. istemedi hiç birini…
k ‘A’ i’
Galiba sosyal demokrasi liderini
buldu.
Dün-bugün-yarın ilişkilerini “d ‘ş- ken” zann en
oportünist birini, hizipçi birini değil…
Sosyal demokrasinin kendisini…
Birkaç güne kadar DYP kurultayı
var. Sandıktan başbakan çıkacak, koalisyon pazarlıkları
başlayacak, Erdal
bey yürütecek… Akla yakın uzlaşma
olursa, SHP’nin Eylül kurultayınclan
Hikmet Çetin çıkar. Yeni başbakan
yardımcımız hayırlı olsun!

__ Yok, siyasi” çevrelerde şimdiden
“Uçüncü MC” olarak anılan ANAYOL
formülü ağırlık kazanırsa, o zaman da,
“sıkı yerel muhalefet” sembolü Murat
Karayalçın uzakara, kenter gelir.

Biz buradayız, senaryo üretmeye
bekleriz efendim…

Erdal beyi izlemeye devam etmenizi bir ay önce rica etmiştim. Ricamı
tekrarlıyorum…

.x
»en

rravmin
a$klslnl

R EFAH Partili Ömer Faruk Ekin
ci’yi bilirsiniz… Ahlâk bekçileri_ mizdendir endisi… Nurseli
Idiz’in “Saldambaç” programına, “fe
mel İçgüdü” filmine, kanunsuz toplantı-gösteri yürüyüşü yaparken polisin kendisini engellemesine karşı çıkmıştı.

Unlü transvestitlerimizden biriyle
ilişkisinin olduğu haberi patlayınca,
hem kendisi köpürdü, hem partisini
ayağa kaldırdı: “Fikriyatımla, imin
fîkriyatıyla ve ahlâk anlayışry a savaşmayı prensip edinenlerin ve onların
polisteki bazı uzantılannın komplosudur, külliyen yalandır, bühtandır…”

Anlayamadığım bir şey var.

Refah Partisi’nin ikinci adamı, grup
başkanvekili ve genel başkan yardımcısı Şevket Kazan, bu konuda ne düşündüğü sorulduğunda, meseleye niye şüpheci yaklaştı?

“Olayı soruşturmaya başladık,
meseleyi öğrendiğimizde açıklama
yaparız!” demiş ‘

Kapıkule
Sulukule

DlRNE-hha’mız iki haber geçti.llki,
E Kapıkule sınır kapımızı ziyaret eden
Bulgar ve Romen gümrük yetkililerinin izlenimleriyle ilgiliydi. “Konuk gümrükgiiler, tek tek her birimi dolaştılar, nizam ve intizama hayran kaldılar…”
lkincisi, basit bir zabıta vak’asıydı.
“Ç0rlu’daki çeşitli otel ve motellerde basılan 21’i hayat kadını, 1’i hayat erkeği,
22 Bul r ve Romen sınır dışı edildi…”
Iki aberi alt alta koyun, niye sevildiğimizi anlarsınız…

“Siyasetçi tutarlı mahlûktur.
Dün yaptığını, yarın tekrarlar…”
(Patrick Henry, 1775)

KENAN EVREN ‘ ‘
alnızlığın, terkedilmişl’“’n ne kadar zor bir şey olduğunu bilirim…
Aslında bilmem, ama, yalnızla
rın, terkedilmişlerin kitaplarını, hatırala
rını okudukça içim burkuluyor. Dile
vurur.

“Cumhurbaşkanı seçildiğime pişmanım!” demişsin…

Kimse seni oraya seçmedi. Silah zoruyla devlete el koydun, sonra da içine
atılan oyun rengini belli edecek şeffaf
zarflarla (ve sandık başında jandarma
nezaretinde) kendini tâyin ettin.

Asken* tâbirle, “nokta tarifi” yaptın…

Yine bir “nokta tarifi” yapmışsın…
“Başbakan dediğin, genç, havalı, alımlı
olmalı, ekonomiden anlamalı…”

Çankaya gecelerine sazende, hanende çağrılıyor sanki…

Nooolursun sus… Sen sus ki, ben
de susayım… MalGat elektrik tasarrufu
olsun!