Solingen-merzifon hattı…

SOLİNGENMERZİFON HATII…
LMAN ııkının geleneksel barbarlıAğına kurban giden beş güzel ve
kadersiz insanımızı dün toprağa
verdik. Merzifon’un bir köyünde… Adı
gibi, kendisi de minik ve güzel olan
Mercimek köyünde…
Ağlanıldı, sızlanıldı, nutuklar atıldı,

Kurlhan F SEK

derdiklen’ orada kaldı.

Görgüşüzün biti çabuk kanlanır.
Dünya devletlerinden (ve özellikle
Fransa’dan) yediği tokadı içine sindiremedi Gemwen ırkı… “Irkçıl n son sığı
başkaırldara düşmanlı r!”düstu
rundan yola çıkarak, yahudileri kesip `

kanlarının yerde biçmeye başladı.
kalmayacağı, he- FEUE Köylü düşünsaplarının sorula- APARA.] mez, gözünün
cağı söylendi. gördüğüm inanır.
Geçiniz! ölen Kimin yahudi olölür, glecekngan duğunu, kimin olsağlar abizi ir. madığını anlamak
_ Almanya’yı öğ- için, şüphelendiği
ienemedık bır tür- her erkeğırcıj panta onunu, onunu
AIman’ları hiç indinti SS subaylaöğrenemedik… n… Siıiçrtınetliyi fınnı ı› ı da ya ı, sünnetsizi

llk vatandaşlan- Serbeğt .
mızı Almanyğga okulfsğızu alllnlgız”
EnverPaşagö r- ‘ . ‘
di. İttihat-Terakki Yahu ‘lerle

yönetimi gönderdi. Tastamam 17 bin
kişi kadar vardı. Bismardöın kılıç, ateş

ve kanla birleştirdiği Almanya’nın savaş ‘
. sanayiinde çalışacaklardı.

Çalışacaklardı, çalıştılar.

Birinci Dünya Savaşı’nın Alman askerî makinesinin silahlarını, toplarını,
tüfeklerini yaptılar. Belki eşlerini, çocuklarını beraberlerinde götürdüler, belki
oradan evlendiler, çoluk-çocuk sahibi
oldular. _

Almanya o savaşı kaybetti. Savaş sanayii dağıtıldı, ama, o savaş sanayiini
kumıak için &war Paşa’nın oraya gön
Müslüman’lann ortak özelliğinin “sünnet” olduğunu bilmez…

Almanya savaş sanayiine çalışmış
olan 17 bin (artı çocukları) insanımız
kül oldu, gitti.

Köylü ticaretten anlar… Haberi dün
Almanya’dan, yakın bir akrabamdan
geldi. Alman itfaiyesiyle yangın söndürme cihazı satıcıları bayram ediyonnuş…
“Bereket geldi!” diye…

İnşallah öğreniriz… Köylüden dost
olmaz, çünkü, günlük yaşar, Veresiye
çalışmaz… Bir tek bugünü bilir, dünü
unutunyarını

â

BUL ” ENT Ğiziyoıé; o o
BUGÜN, DÜNYA ÇEVRE

İ

POU11K ÇEVRECILER!..

..ı

manası:
NE ouıu? o

ÜRK-İŞ genel sekreteri Şemsi DeniTzer’i sabahın köründe Zonguldak

şehir stadının pistinde tur atarken
görenler önce şaşırdı. “Kaç kilometre
koşuyor?” diye sordular. Her sabah 15
kilometre koştuğu, birkaç güne kadar
20-25 kilornetreye çıkacağı söylendi.

Gülüştü herkes… “Meşhur Zonguldak yürüyüşünde kondisyonsuzdu, ” yarım bırakmak zorunda dı,
nefesini geliştiriyor!” dediler.

Peki, Ankara’da da aynı sabah koşusunu yaparken görenler ne sordu.? “Zonguldaldı anladık, oradan Ankara’ya
ıüyecekti, ama, Ankara’dan nereye ki;şamk? Nefes idnıanlannın yeri değil burası…” Sorunun cevabı altematifliydi.

“Toplu sözleşme maratonuna hazırlanıyor. Ya öyle, ya altından eksik etmediği Mercedes’ini elinden aldılar. Sendikacılıkta kuraldır. Attan inen eşeğe binmez, yaya gider…”

“Hükümet etmek isteyen, diline değil, eline çabuk irısanı tercih eder…”
(Guiseppe Garibaldi, 1877)

İLHAN ııgsici
SEMBA IIZAI.

EVLET Planlama Teşkilâtı müste
D şarı llhan Kesici iyi bürokrat, ace
mi politikacıdır. Onu ilk keşfe
den Turgut Öza|’dı. 1983 başında

ANAP’ı kurarken Kesici’yi de dâvet et
miş, teklifi kabul görmeyince, “Bu ço
cuğu yakın izlemeye alırı, ileride işimize çok yarayabilir!” demişti.

1991 seçimleri yaklaşırken Kesic__i’den bir telefon aldı Yusuf Bozkurt
Ozal… O sırada Brüksel’de planlama
müşaviriydi Kesici… “İstifa ederek gelmek, aday olmak istiyorum!” dedi. Küçük kardeşten ağabeye haber, Çankaya’dan “okey”, istifa edip döndü Kesici… DYP’den aday oldu, tercihli oylar
yüzünden hem milletvekilliğini, hem
maliye bakanlığını kaybetti. Ama, olsun, DPT müsteşarlığı da fena sayılmaz…

Şimdi ilginç bir dedikodu dolaşıyor
Ankara siyasi kulislerinde… Yeğeni Binhan Demirel’le yakında evlenecek olan
Kesici’ye ters ters bakmaya başlamış
“Baba”… Sebebi de, DPT’de Özal için
açtığı şeref defterini kendi elcağızlarıyla
Istanbul’a götürüp Semra hanıma vermesi…

Aslında, kongrede “şapkadan çıkabilir” korkusunu yaşayan bazı “yakın
çevre mensupları” babayı dolduruşa
getirmiş… Politikanın pis tarafı da bu zâten… Nomıal bir nezaketi, insanca bir
vefayı bile ters (politik) yorumluyor bazıları… lyisi mi, sen bürokratlığına devam et llhan kardeşim… Bürokraside bu
kadar gıllıgış olmaz…