Gazetecilere güvenen namerttir!
Kurihcın F SEK
Gazetecileri: güvenen nâmertlir!
lLAH’ın (ve okuyucunun) hik- ‘
metinde sual olunmaz, dün çok
telefon geldi. “Pavyon hatunlannın yanında resimleri, isimleri çıksın diye sevdalanan politikacılar bu kadar mı
sözündendönek?” diye…
Tek kelimeyle “gazetecilik”…
Watergate binasındaki Demokratik
Parti karargâhının köstebeğini buldular.
Gordon Liddy’i…
BOB WOODWARD – Günaydın
. efendim… Sayın Gordon Liddy’Ie mi
ya hapse girme, ya görevden çekilme
seçeneğiyle karşı karşıya kalan tek devletbey Richard Nixon’du.
Kendi iddiasına göre, müşavirlerinin
kurbanı oldu.
Ikinci suçlanan, Washington Post
muhabirleri Cari Bemsteidle Bob Woodward’du. “Bunlar gelmeseydi, hâlâ devlet başkanıydım!” dedi.
Gariplerim ne yaptı?
Politikacının verdiği sözü tutması, görüşüyorum?
deniz görmemişin burnuyla balık tut- GORDON LIDDY- Heee…
maya çalışmasına WOODWARD
benzer… Tutamaz, – Demokratik Partutmuş gibi yapar. ti’nin karargahına
Paçası sıkıştı- dinleme cihazlannı
.ğında yalan söyler, devlet parasıyla siz
tevile sapar, kendi- mi koydunuz?
sinden yüz kere LIDDY-Yes…
daha tahsilli (ve WOODWARD
akıllı) gazeteciyi – Yönetime muhasuçlar: lefet ettiği için, Jane
“Oyle deme- Fonda’nın evini
miştim, yanlış an- ateşe verecek tahsiladı, yazdı…” sat sizden mi çıktı?
Züüüzzztttt! LIDDY- Heeee!
*t* Ama, dur azıcık…
Amerika tarihinde, seçildikten sonra, ‘ Sen kimsin?
WOODWARD – Gazeteci…
LIDDY – No comment! No comment! Anladın mı, lan hıyar? Yorum
yok!
i**
Gazetecilik zor zenaattir.
Hıyarlarla uğraşmak zorunda kalındığı için… __
İkinci cülûs bahşişimdir. Uçüncüsü
yolda…
Aman,
nostaliilı talıılmasın!
DANA-hha büromuzun haberine
Agöre, Adana Sağlık Koleji’nin düzenlediği defilede, ebeler ve
hemşireler “nostaljik takılmış”… Mesleğin kurucu-anası sayılan Florence
Nightingaleî temsilen Aylin Dinler, ilk
Türk hemşire Gevher Bacı’yı temsilen
Banu Tüylüce, yerdeki toz toprağı süpüren giysileriyle, ellerinde mumlar,
kandiller, gaz lambaları, resmigeçit
yapmışlar.
Neyse, 14 Mart Tıp Bayramı geçti.
Doktorlar da (maazallah) “nostaljik ta- ~ , “Herkese
kılmak” isteyebilirlerdi. Daha vahimi, “ ahh/eren
defile realist olsun diye, on sekizinci – – .
yüzyılın giysileri ve teknolojisiyle ame- k. ahlâk .. politika?’
liyat yapmaya bile kalkışabilirlerdi. ‘mseye
Hastalıkları devam edenleri, ameli- (Çardinal de Richelieu, 1637)
yat bekleyenleri Allah kurtardı.
HÜSAMEITİN tek akıl her şeye yetseyCİNDORUK a 4/ di, demokrasiye ihtiyaç
[RAZ erken havıu ‘ı ” olmazdı. O “tek adam”
Bamadm mı; ııNe v; çalar, herkes oynardı.
başbakan olam_ Anaların ne evlatlar,
ğım, ne genel başkan…” demişsin…
Sonra da eklemişsin… ”TBMM başkanlığını da bıralarım büyük ihtimalle…” Cilve yapmıyorsan, yanlış yapıyoısun… Hayatımın hiç bir döneminde başkanlık sistemine inanmadım,
güvenmedim. Tek kişi her şeyi bilse,
HOOĞİII tamam
sıradaki QEİSİII
NAVATAN Partisi’nin meclis
Atlğşkanvekili Yılmaz Hocaoğlu,
şta Mesut Yılmaz, herkesi şa
şırttı. “Babaya oy vereceğim…” dedi,
“Kendisi nikah şahidimdir, Nazmiye
hanım da eli öpülesi kadındır. Benimki ahde vefâdır…”
Babanın çalışma tarzını iyi bilirim… Yanındakileri devamlı kollar,
ileriye yatırım yapar.
DYP’de fire olacakmış… Parti içinde oluşan “r ” cephesinde Bekir Sami Daçe de varmış… Geçiniz!
19 Mayıs’ın gelişini 19 Mart’tan bilen babanın, Daçe’nin kızına “onubiryerde” taktığını biliyor muydunuz?
grupların ne adaylar doğuracağını bilmem, ama, edeceği lâfta, alacağı kararda babanın ağzına, gözüne bakmayan senden fazla DYP’|i de görünürlerde yok… Bir_kere daha düşünene
(ve kararını değiştirene) kadar elektrikli
sandalyenin misaûrisin…