Valilerimizin neyi eksik?

Kurthan F SEK

Valilerimizin nevi eksik?

ÜLIĞ idare tarihimize “kurM şun|u”, “süper”, “nonnal”
gibi sıfatlarla geçecek olan lstanbul valisi Hayri Kozakçıoğlu tavır
koydu.
“İstanbul başka şehirlere benzemez, ayırıcı özellikleri vardır, yetkilerimi artırın!”

cinnet, intihar, terör, şiddet, okulsuzluk, susuzluk, yolsuzluk, it, uğursuz…
Sen bir söyle, ben beş sayayım…

Rakamlar devam ediyor.

Ilçe sayısı 32, belediye sayısı 34,
mahalle sayısı 641, işyeri sayısı 158
bin, devlet memuru sayısı 300 bin,
turist sayısı 1.5

Tam olarak milyon, otel sayısı
nerede dedi, bile- 1.004, sabıkalı samiyorum… Belki yışı 300 bin, son
Fedon’un orada CMUK isterlerine
tabak kırarken, `~ göre 30 sanığa 1
belki kokteylde, avukat, 1.046
resepsiyonda, arabaya 1 trafik
kurdela kesiş töre- polisigtrafiğe kaninde, belki_30 yıtlı 985 bin araAğustos reşmige- baya 30 bin park
çidinde… Önemli yeri… v
olan, nerede de- Son rakamlar
diği değil, demiş var. Sorunlar azalolması… nıamış, artmış…

Kendileri Der- t**
saadet’e ayak bastıklarında “vaziyet-i Kozakçıoğiu “yetki” istedi, herkes

umûmiye” vahimmiş…

Çoğu “kuru kalabalık” olan nüfus, DlE’ye göre 7 milyon, iyimser
hesaplara göre 10 milyon, siz deyin
15 milyon, ben diyeyim 17 milyon…
Yani, dünyanın en kum kalabalık 10
şehri arasında en üst sıralarda…

Daha vahimi, Türkiye nüfusunun
beşte biri…

O kadarla kalmıyor.

Kuru kalabalıkların doluştukları
yerlerde ne varsa, dikâlâsı Istanbul’da
var. Zenginlikle sefalet el ele, rüşvet,
mafya, trafik sapıkları, boğazlama,

“Çocukmğıza ne verelim?” diye soruyor.

Ben değişik bir şey soruyorum:
“Ne esirgendi!”

Klâsik Osmanlı döneminde valiler
komşu hükümetlerle yazışma yapar,
ticaret anlaşmaları imzalardı. Son
Osmanlı’larda, tek yaptırmadıkları
beş vakit namazla yargıçlıktı.

Yani, imamlılda kadılık…

O kanunlar değişmedi, mantık
değişmedi.

Oynayamayan gelinin bahanesi
yer darlığıdır.

DEMİREL: 12 YIL, BUGÜNÜ BEKLEDİM…

Hayatla mısın?
saglıgın nasıl?

HP Tunceli milletvekili Kamer
S Genç, yedinci cumhurbeyimizi

sevmezdi, sekizincisini hiç sevmiyor. Gittiği dış gezilerde gözü var.
Onerge vermiş, “en famille” (türkçe
okunuşu “anfami”, türkçe anlamı
“mâaile”) gittikleri yerlerde kimin parası cepten çıkıyor, kiminkini devlet
veriyor?

Aslına bakılırsa, ben de merak etmedim değil…

Kamer Gençînusonıları aşağıdadır.

0 Bu ziyarete OzaI’Iann özel dostları da katıldı mı?

9 Adları nedir, masraflarını kim
karşılıyor?

d) “Cumhurbaşkanı” sıfatını taşıyan bir kişinin yurt dışında 15-20 gün
kalması devletin geleneklerine uygun
mudur?

0 Cumhurbaşkanımızın kendi
doktorlanna güvenmeyip devlet dışına
gitmesi ve başka doktorlara görünmesi
devlet güvenliği açısından ne derece
kabûle şâyandır?

6 Ayrıca, halktan saklanan ve sâdece yabancılar tarafından bilinmesi
gereken bir hastalığı mı vardır?

0 Sağlık kontrolu ve gerekirse tıbb”
müdahaleye eşlik eden saz heyetinin
paraları kimler tarafından ödenmiştir?

Vallaaa, iyi sorular… Dönüşte ce
‘vabını alırız inşallah!

G URER AYKAI.
Rüstem Batum’un sempatik şovunda lâf etmişsin… “Kültür Bakanlığı’nın Urfa’daki Türk halk
müziği korosunun şetî benimle aynı maaşı alıyor. Adalet mi bu?”
Evet, adalet! CSO’nun başı olmakla Urfa’da saz heyeti yönetmek aynı iştir. Devlet memurluğudur.
“Devlet sanatçısı” sıfatları dağıtılırken kimse ses çıkarmaz, kendisine
yakıştırır, öbürleri işlerini yapar,
maaşını alır. Verdi’yi arayanlarla
Ferdi’yi bulanlar arasında ayrım
yapmaya hakkın yoktu. Büyük sanatçısın, biliyomm, ama, tek sesli
ülkede “çok sesli” olduğunu zannedenler, öbürlerine ayıp ediyor.
Sen etme bari!

` II’ur SEI!
g ı

vasavacaıısını.

ĞUR Mumcu’nun ilk kitabı
U “Sakınaılı Piyade”ydi. Piyade

nin sakıncalısının ne olduğunu
genç kuşaklar bilmez…

Ewelzamân içinde, yedeksubaylık
hakkı olanları kıtaya “düz nefeı” olarak sevkederlerdi. Resmen, süründürürlerdi. Uğur da Ağrı’nın Patnos’unda öyle yaptı askerliğini… Bitirdi, tezkeresini aldı, üniversiteye dönmedi, basına geçti.

Ama, hatırlayanları var.

Siirt’in Mücadele gazetesini okuyorum. l Şubat 1993 tarihli, 2948
sayılı… Başlığı, “Sakıncalı Piyade’nin
Çavuşu Siirfliydi!”

Devamını okuyorum: “Patnos’ta

‘Sakıncalı Piyade’ olarak askerliğini ‘

ya arken çavuşluğunu yapan hemşellırimiz Maşallah Yıkıcı’dan ‘Sakıncalı Piyade’ kitabında öv “yle söz
eden Uğur Mumcu’ya Al ‘tan rah
met diler, kederli ailesine ve Cumhu-
riyet gazetesi ailesine başsağlığı dileklerimızi sunarız. Uğur Mumcu’nun
katilinin ve faili meçhul cinayetlerin
kınanması için Siirt’te, belediye, partiler, sendikalar ve demelderce müşterek bir kınama ıyoruz…”

Sevenlerin ço Uğur’cuğum! Merak etme, ölmezsin!

YOIQIIII savaşçı
KiIIing’e karsı

N yıl önce yakılan “Yorgun
0 Savaşçı” piyasaya çıktı. Yarın, öbür gün, hem yakılmış
orijinalini, hem yeniden yapılmış
kopyasını seyredeceğiz… llkini yakan
TRT’de, ikincisini yeniden yapan
HBB’de… ı
Gülmem o değil…
Nereye kayboldu, nasıl geri geldi?
TRT üst yönetiminden birine sormuşlar… “Nasıl buldunuz?”
Cevap vermiş… “Devlet getirdi!”
Filmi bulmak epey zaman aldı,
10 yıl kadar… Kimin götürdüğünü,
kimin getirdiğini öğrenmek de o kadar zaman alır. Şarkı söyleyeceğiz
bu arada… “Devlet aldı götürdü, yakarnadan getirdi…”

“Paranın kıymetini anlamanın
en kestirme yolu, birinden borç
istemektir…”

(Benjamin Franklin, 1747)