Uğur’u gömdük, işimize bakalım!
Kurihcın FISEK
liğuru gümdük, işimize bakalım!
Uğur’un katilleri bulunur mu,
bulunmaz mı.? Çok mesele değil… Bir kere delinmekle delinmeyen anayasaya sahip tek dünya ülkesi olan Türkiye’de, “Katillerin en
BABANIN durumu zor…
hanım çıkmış, “Ãrapün derdi kırmızı pabuç” misali, sızlanıyor: “Benim
dediklerim olmazsa, bu ekonomi
batar…”
Baba (onca derdinin arasında)
manevi yavrularının arasına giriyor:
sesine bastık, ya- “Bu evin reisi
rın yakalarız, ya- benim, kav etkalayacağız!” de- meyin, övediğin zaman, ya- rimlf’
kalasan kaç ya- Ozevlat kav
zar, kaçsalar ne
olur.? Dün dündür, bugün bu
gündür. __J ” Füşdü, Tevük fa.
B ban d ru- . ‘* “z an…
munîın zorrlluğuu o l . Tansu yine
değll-u _4_ êğlamaklı… “Ba*t* o ` a, oyuncağımı
E:F””“`”ş -* krdl , k ‘ ‘
…â::’.:î??”‘” çiııiııîiîf :m
Körfez’i ziya- Ozev â ına`
ret ettiği sırada, genkurbaşbeyin
anayasabeyi ziyaret edip, zımnen,
“Bravo kapitano! Arkandayız!” demesi de problem değil…
Izahı var. Körfez bölgesinden yapılan açıklamanın aynısı… “Rutin
iade-i ziyarettir, kasd-ı mahsusa
yoktur…”
Seyahate turp sıkmak gibi olmasın, ama, inşallah öyledir.
i’ ‘k i’
Babanın derdi başka…
Onca işler olup biterken, Tansu
gası bitiyor, yatışıyor, araya ev.
lâtlıklar giriyor.
“Sen üzülme kızım!” diyor, evlâtlıklarına dönüp “Bürokratlarımız gâyet eyidir!” tesellîsini veriyor.
Bunun türkçede bir adı var. “Gününü gün etmek”…
“Vâdeli” 500 günden 439’una
edildi. Kaldı 61’i…
Ankara’da ikinci bir “patlama”
bekliyorum.
İnşallah olmaz, ama, kazâra
olursa, Allah hem kalanlarımıza,
hem_ koalisyona sabır versin…
Omür de versin…
sızı/ı& TAKVİM ps
llğurun ardından _
polise sevgiyle!
i. ARBE mi çağırıyorsunuz
D lan!” diye bağırmıştım. “Ne
biçim konuşuyorsun lan?”
diye etrafta dolaşan sivil polislerden biri
tepki göstermişti.
Bende hem lâf, hem sinir çok… “Ne
biçim koruyorsun lan!” diye karşılık
vermiştim.
Küfürleştiğim polis kimse özür diliyorum.
ikimizin de heyheyleri üstündeydi.
Uğur’un cenazesi kalkarken, emniyet yerindeydi. Bunca yıldır (otuz kadar) her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşüne katıldım, örgütledim, yakalandım, cop yedim, kaçıp kurtuldum.
Kalabalıklar kontrolsuzdur. Zivanadan ne zaman çıkacakları belli olmaz…
Kalabalık süper, polis süperdi. “Çevik
Kuwet” şube müdürüne içten teşekkürlerimle…
Uğur’u beraberce güzel uğurladık.
-El ele…
Iiazır emnivetien
süz aeılmısken!
ĞUR’u gömdük. Tarilı^ tesadüf,
ugömülmesinden iki gün sonra,
“İçişleri Bakanlığı Mensupları Eşleri Dayanışma Demeği” Ankara şubesinin açılış toplantısı vardı.
Onur konuğu içişleri bakanı İsmet
Sezgin, şube başkanı Ankara Valisi’nin
muhterem eşi Zerrin__Şahinoğlu, genel
başkan bizim Saygı Öztürk’ün yengesi
(ye içişleri müsteşarımızın eşi) Nuran
Oztürk, onursal başkan içişleri bakanımızın reûkası (ve Seynan Levent’in annesi) Saadet Sezgin’di.
Açılış gecikti. Alı al_ına, moru moruna, azıcık gecikmeyle lsmet Sezgin geldi, “Katillerin peşindeyim, konuşup gideyim!” dedi. Itiraz sesleri yükseldi:
“Gidemezsiniz efendim! Henüz onursal başkanımız, eşiniz de gelmedi…”
“işim gücüm var benim!” diye delIendi ailenin erkek tarafı, “Onu mu
bekleyeceğim?”
Beklendi Saadet hanım… Geldi.
Gönül (ve aile) huzuru içinde, lsmet
bey de katillerin peşine tekrar düştü.
“İîjuzi/ “Alman
*İ f ırkı belki
bir Goethe
daha yaratamaz, ama, şüpheniz olmasın,
Sezar’lan tükenmez…”
(Oswald Spengler, 1925)
BBG yayınları
nive kesildi?
ĞUR’un cenazesinden döndüm, gâvur televizyonlarının
olayı verip verrnediklerinin merakıyla, ayda 75.000 lirayı muntazam
.ödediğim “kablolu tv” kanalından
BBC’yi açtım.
Ayıptır söylemesi, eski kuruluştur,
cidd* habercilik yapar.
Karşıma “Sky” diye bir kanal çıktı.
Kızlar güzeldi, fîngirdekti.
Tuşlarla oynamaya başladım,
BBC’yi bulamadım. “Hava şartlarının
etkisi” varsaydım, başka kanaldan
haberleri dinledim. Telefon çaldı, açtım: “BBC kesildi!”
BBC’nin niye kesildiğini merak ettim doğrusu… Veli Bettemir’i aradım
cuma sabahı… Bakanlıkta t lantıdaymış… Yılmaz beyin tele onunu
(9.4.446 13 33) çevirdim, birileri çıktı. Cuma namazına gitmiş…
Nihayet ismi lâzım olmayan birini
buldum.
Ne idüğü belirsiz birileri toplanmış, BBC, SKY ve ismini bilmediğim
bir başka kanalın “dönüşümlü olarak” (TRT Türkçesi) yayına girmesi
kararlaştırılmış…
_ Kim kararlaştırdı, hangi akla hizmet etti, bilmiyorum, ama, BBC’nin
“kapalı” olduğu son dört günlük zamanda, onun kanalından hangi haberlerin geçtiğini merak ediyorum.
İLHAN KESİCİ
Herkes Uğur’un cenazesiyle
meşgul olduğu için, ekonomiyle
fazla ilgilenemedik… Biz
“Uğur’lar ölmez!” diye bağırırken, sen meğerse değişik bir slogan atmışsın…
“Bürokratlar cuntası kuracağImZ/İ
Ne yapacakmış o cunta.?
“Brainstorrn” (beyin fırtınası)
koparacakmış…
Kopacakmış da ne olacakmış.?
DPT, maliye, hazine, bilcümle bürokratlar toplanıp akıllarına
geleni söyleyeceklermiş… Oradan “Türldydnin iktisacî gerçeği” (ve o problemlerin çözümü)
çıkacakmış…
Çetin Altan’ın meclis kürsüsünden edilmiş lâfıdır: “Müsâdeme-i efkârdan harika-i hakikat,
müsâdeme-i karpuzdan karpuz
çekirdeği çıkar…”
Ayrıca, cuntadan söz açma
nın zamanı değil…