CMUK’UN DOĞUM SANCILARI

l.lAH meclisten razı olsun,
CMUK çıktı. O sâyede, hakka,
huzûra, adalete, bedava avukata, delilsiz anayasaya, temel hak ve
hürriyetlere, bağımsız yargıya, hakşinas savcıya, şeffaf karakola, hürmette
kusur etmeyen sorguçlara kavuştu
vatandaşlarımız…
Vatana, millete tekrar “hayırlı

Kurlhan F SEK

cıvıuwuır ııoiıurrısrıırcıuırı

bit ediligl ikametleri de belirlenerek
serbest rakılıp, sonıştumıaya ertesi
gün devam edilecektir. Kabalıat
nev’inden suçlarda kesinlikle gözaltı
olmayacaktır…”
*i*

Sıkışmak ign elini verdiği koalisyon ortağına olunu (ve başka alsa

uğurlu olsun”, ğnını) lâaptıııîan
ama, projenin › ‘ [54 ‘^ HP için e, iç
mimarı adalet ba- güz” değilse, “dediğikanı Seyfi Ok- Bßâl-AMAHNJ nin az birazını
tay’a bir sorum B fyom. a tırabilmiş tek
var. Daha doğru- _V bakan” olan Oksu, soru değil de, tay’ıri ağız tadını,
nasıl yorumlaya- geçici keyfini kacağımı kestireme- çırmak istemem,
diğim bir bilgi ama, böyle bir
notu… genelgeye ihtiyaç
E s k i ş e h i r – duyuluyorsa, tuhha’dan Eyüp haf bazı durumlar
Kelebek geçmiş var demektir.
haberi… Meselâ, ne
Haberin ko- olabilir?
nusu, Eskişehir Ankara’dan

nöbetçi cumhuriyet savcısı Muammer Akkaya’nın mahalli karakollara
gönderdiği genelge…
“İl ‘li birimlerce adl` olaylar nedeniyle açılacak soruşturmalarda,
bütün birimlere gerekli soruştunna
yetkisi verilmiştir. CMUK’un 104’üııcü maddesi e belirtilen gasp, cinayet› veya adam öldürmeye t bbüs
Ileri ile kimliğini, ikametgğbînı ısbat edemeyenler hariç olmak üzere,
hiç kimse göz altına alınmayacaktır.
soruşturmanın uzayacaaîıl anlaîşıldığında, deliller t lanm a bir ikte,
sanık ya da sanı ann kimlikleri tes
soruşturdum.

Cuma günleri işlenen suçlarda,
CMUK’un öngördüğü 48 saatlik gözaltı süresi 72-96 saati buluyorrnuş…
Sebebi, bütün bürokrasi gibi, adi” bürokrasinin de, cumartesi-pazar tatilinde ağır işlemesi, hatta felç olması… Cuma günkü mesâi bitimine yakın saatlerde işlenen suçların zanlıları, çoğu zaman, nezaret kayıt defterine pazartesi sabahı mesâi
cında işleniyormuş… Ekstradan 48
saat gözaıltı yani…

Gene geyi genelleştirse sevaba irer Oktay… . g

“l l ı l
SADDAM’A cumon BOMBASI

«RN ,v
“see

ORG KSEBI
ORGAN BAĞISI

ORMALDE duygulu-duygusal
N bir insan değilim… Ama, Ada
na-hha’dan Tuncay Dağlı’nın
haberini okuyunca, elim-ay ım kesildi, balkona çıkıp biraz ka diOlGlİ doldurdum ciğerlerirrıe…

Kronik böbrek hastası olan elli yaşındaki Rabia hnaz, Çukurova
Universitesi’ne ağlı hemodiyaliz
ünitesinin ek bölümünün açılışında
org konseri vermiş… Teşekkür konuş
“Ha i ‘ ere ge ip
ması yafllgdzşılıkı k hastaneye I
hemodiyaiiz makinesine bağlanıyoıum. Yatakta sıkılmarnak için org çalıyomm. Ben oyalanryorum, benim
durumumdaki böbrek hastalannı rahatlatıyorum. Ama, ünitede 7 yatak
vardı, şimdi 25 oldu. Neye yarar?
Geçici rahatlatıcı bunlar… Tek çözüm böbrek naklidir. Haslalann, yalnızca müziklerine değil, yardım isteyen seslerine kulak verin ütfen…”

Allah gecinden versin, organlarını

(beyin dahil) en azından “emr-i hak `

vacip olduğunda vasiyet etmesi” istenen bir devlet büyüğümüzün, “Henüz hazır değilim!” demesi geldi aklıma… .

Keşke o konserde olsaydı!

Olsaydı pek farketmezdi aslında…
Açılış-kapanış, bilcümle konuşmaları
o yapardı, Rabia naz’ın rie konserine zaman kalır ı, ne “organ bağışı”
çağrısına…

“Politikacının en yara”Jazgeğgrkme
sı ge yerde konuşmaya başlayanıdırmşı

(Ambrose Bierce, 191 i)

vesileyle, “Dün dü ür,

_SULEYMAN DEMİREL
ingilizceyi Berlitz’den (kulaktan dolma)

öğrenenlerin “Çekiç Güç” diye tercüme

“ ettikleri şey, askeri tarih kitaplarına “Poîsed

. Hammer” olarak geçti. Yani, kalkık

vaziyette bulunu her an tepene inmeye

_ hâzır ve nâzır çe ‘ç… Tercüme hatâsını
anlayamadım doğnısu… lncirlik’ten bostan korkulukları kalkıp indiğine
göre, zâten kalkık vaziyette olan çekiç de iner. Yıl 1979’du galiba…
Memleketin b ına musallat olan (ve çözemediğin) enflasyon problemi
hakkında, “Bir ere kan inmez!” demiştin. Aynı tarihlerde, bir başka
bugün bu “ndüri” buyurrnuştun… Isaac
Newton’un (1642-1727) yerçekimi kanunlarını keşfetmesinden bu yana
tabiat kanunlan değişmedi, Isparta ağzıyla?’ “Galkan iner…”

Hangi birine inanacağımı şaşınnaya

ııiiıılrıı, ııısııım.

IIİİKÜMEIE ııüsrııısvrı

NADOLU’nun çok güzel bir lâArı vardır. “Allah, hâkim, hekim,

hükümetin eline düşürmesin!”
Yani, hâkime düşersen hapse gider,
hekime düşersen ölür, hükümete yakalanırsan ya vergi öder, ya askere
alınırsın…

Konya büromuzun haberini okuyunca bir kere, bin kere daha anladım bu sözün doğruluğunu… Konya
devlet hastanesinde kırık kemiklerin
tedavisi için gerekli “döküm ağırlık
malzemesi” bulunmadığı için, umçakıl dolu bez torbalar kullanılıyormuş… Konya devlet hastanesi 850
yataklıdır, dış görünüşünde moderndir, ama, dışı bizi, içi hastayı, doktoru
yakar. _

En son habere göre, kum-çakıl dolu bez torbalarla rehabilitasyonuna
çalışılan 92 yaşındaki Zeyne Bayat’ın kırık bacağı başka yerin en kırılmış bu .

ısıııgıs cALısrıııııi
sunum zıııııııııı

BUGÜNKÜ taksimetreyi sağlık
t

tan, sağlıklı, insanca yaşamaktan (veya sağlılGız ölmekten) açtık. içinizi karartmak pahasına devam
edelim bari… . ş
işyeri kazâlarında, meselâ grizu
patlamalarında, göçüklerde kaç kişinin öldüğünü bilmem, ama, Konya’dan (hha) arkadaşlarımızın tesbitine göre, her yıl, ev kazâlarında
35.000 kişi yaralanıyor, 1.100 kişi
ölüyor, kalan sağların tedavisi için 60
mil ar lira para harcanıyonnuş…
lümlerin sebebi mâlûm… Tüpgaz patlaması…
Ya yaralanmaların sebebi?

İkinci, üçiindi derece yanık… Yarısı elektrik kaçağı, öbür yarısı ocaktan yemek indirirken tutacak kullanılmaması yüzünden…

adım.