Siyasette ilkyaz, sonyaz…

Siyasette ilkyaz, sıınvaz…

ART aylarının ilginç bir özelliği vardır. Kediler dama, “sağ
siyasî” tabir edilenler arayışa

çıkar.
lklimbilimcilerin dediğine göre,
mevsimin değiştiği zamandır, iklim

değişmelerine bağlı olarak, ittifaklar jik takılrnak gaßetine d” ..
değişir. kimi STAD BE’ Şu_ A I ^ . Guû
ya a arsa. ıyase . . * . uze o aar a
bilimcilerine göre, Ngnßd& dolanacak…
mart ayının belli `” __ ß Halil Tu
bir özel’ ° yoktur. Ozal istediğini
Tek Öze; liği boş söyleeçmesi ir, gün- i erine inanan ‘

ğemdel olmayian “sağ siyaîler”,
mese e er gün e- manüe çıkmalda
me getirilir, seç- bera r, yine ormeîı îıyalarıır. tada
Ma iyeci erin en __ 0 H i Tu rahat olduğu ay- 0zal’ın peşini::
dır, kimin kaç pa- gidenler, mecliste
ra vergi ‘ ‘ grup lcuraeak.
bellı olmadığı_ (il) Kazara eriçin, yıllık izinler _ ken seçim olursa,
oay lcuıllanılır. . sağ partıler DYP, RP, A_NAP, DP,

Pekı, bu “mart ayı” nıye heyecan YDP, YOP, MÇP ve MP dıye boy (ve
yarattı? oy) sırasına girecek… ı

Kıdemli siyasetçi, daha kıdemli ga- i**

zeteci İsmet Solak’a sordum bu soruyu… Kedilerin dama, siyasetçilerin

arayışa çıktıkları “mart” ayının tak- .

vimini çıkardı.
0 Aydın Menderes yine gündemde olacak…

0 Aydın Menderes parti kurarsa
Türkiye şaşacak…

0 Demirel’in 500’üncü günü dolmuş olacak…

0 “Kabinede revizyon” değişiklikleri yine gündemde kalmakla beraber

Kurthan F SEK

bir şey
6 Siyasî yatı boyunca kabinesirıi
değiştirmeyen Demirel, huyundan

o A m Nterideres, “baba yadigân” DP’ ilerle ama, nostal

Daha daha (ve daha daha) ne var?

Meselâ, sol cenahta ne var?

CHP’nin açılışına umutla bakıp
zevki kursağında kalan, SHP’ye dönmeyen, ama, DSP’den de sıtkı sıyrılmış bulunan tecrübeli bir politikacı
anlatmış… “Hele DSP kurultayı toplansın, bir çaresini buluruz…”

Sağın ilkyaz gündemi hareketli…

Solunki mâlûm… Vuslat kaldı sonyaza…

i;ÂW: u ,

Babanın görevi
ananın cllesl

Üıııılvsrın Adana’daki “Ay
taç-Hamit lldlisi” dillere des
tandır, içkili-içkisiz sofralarındaki gelen-gidenleri çok, muhabbetleri koyudur.
Geçenlerde yine şakalaşıyor, gülüşüyorlannış… Adana Dernirsporlu eski
futbolculardan Erol gelmiş yanlarına…
“Devamlı “ler, güldürürsünüz…”
demiş. ” ağ: ne kadar gülecelsiniz,
merak ediyorum… Benzıne zam_ geldi. şeker Pami ilave katianqruc-gap
yakacağınıza para Gulun,

ün, bir gün sızler ağlarken,
sizlere gülecelder…”

Halk ozanlığından bir “ikilik” bırakıp gitmiş…

_Selâm söyleyin babama

Iyi bakıyor öz anama!

Giderken de seslenmiş… “Çukurova çeker erozyondan, memleket çeker korozyorıdarı…”

Erozyon toprak aşınmasıdır… K0rozyon da demir aşınması…

Halıları Iıim değiştirdi?

AZAKİSTAN devlet başkanı
KNursultan Nazarbayev’e Bur
sa’daki Ulucami’yi gezdiriyordu
Demirel… Halıların bakımsızlığı, eskipüskülüğü dikkatini çekti, “Değiştirin!” diye talimat buyurdu.

Talimat gecikmeyle (bir yıl) yerine
getirildi, Kayseri’de dokunup Bursa’ya
‘getirildi, döşendi. Fazla para değil,
600 milyon liralık fatura çıktı. Eski halılar toplanıp Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağışlandı. Halı ihtiyacındaki
camilere peyderpey dağıtılacakmış…

Haberin buraya kadar olan bölümü, Bursa-hha’dan Orhan Can kardeşimizin…

Gerisi Ankara dedikodusu… Bursa’nın en büyük iplik-dokuma fabrikalarından biri, Kayseri’deki fabrikaya
“fason” yaptırmış halıları…

Bende yorum yok… Tezviratını siz

yapın…

“Alışverişe gittiğiniz zaman,
kulağınızın duyduğum değil,
gözlerinizin gördüğüne inanın…”
(Çin Atasözü, On Dördüncü Yüzyıl)

rent vıı gündemi:
Iıo’vu eıııenıılrnıelıı

ILBAŞININ üstünden epey zaY man geçti. Devlet büyüklerimi
zin nasıl eğlendikleri, neler konuştukları hakkında fısıltılar akmaya
devam ediyor. ibrahim Te1’in tehlikeli
guatr ameliyatının üstünden epey zaman geçti. Şifa buldu.

Ama, biraz gecikmeli olarak, Sevinç ve Erdal İnönü’nün müşterek riyasetindeki “Abant Toplantısı” hakkında dedikodular yeni sızmaya başladı

Bütün gece ibrahim Tez konuşulmuş… Sağlığı değil, bekârlığı… Sevmç’
hanım Abdülkadir Ateş’e dönmüş,
“Seni bu yıl evlendireceğiz…” demiş,
“Gazetelerin yazdığına göre, gelin
adayı da hazınnış…”

Ateş’ten yan çizme, kem-küm…
Mehmet Moğulta karışmış söze…

“Meselemiz Abdü kadir değil, lbra- ~
him… Adam müzmin bekâr… Ö

nce
onun başmı ba daha iyi olur…”
“Peki, nası olacak?” diye sormuş
Sevinç hanım…
ltay’dan cevap… “İbrahim’e

kız bu mak zor… Hâlâ annesiyle &şır- i
e

orıgündeüç…. .on
;elini nasıl bulaoğcagızîîiıpa W

Yenileneceği rivayet olunan koalisyon protokolüne bu meseleyi de dahil
ederler mi acep?

YUKSEI. GULDIKEN

Yok “Sekiz erkekle yattı”, yok “en
değıne lcadınlam taş gntlatır” diye,
yirmi aydan beri gazete ~
sayfalarından düşmedin… Birinci,
ikinci, beşinci, dokuzuncu ve
magazin sayfalarında hep
gülyüzünü gördük. Gittiğin yere,
“Ben dönmeyim, üstelik
AIDS’|iyim!” deyip, birbirine
kattığın hastanelerin haddi hesabı
yok… Zaten kaç zamandır yattığın
Haseki Hastanesi AIDS kliniğinden
tam taburcu edilirken, diş
etlerinden rahatsız olduğunu
söyleyip, gazetecileri etrafına
toplamışsın… Diş hekimlerini
korkudan birbirine düşünnüşsün…
Bir tek som soracağım… Sana değil,
uluortaya… Haseki hastanesi, devlet
hastanesidir. “Hâmil-i kart
yalînimdir” diye seni oraya kim
sevk etti, kim yatırdı? O kart ortaya
çıkarsa, yer yerinden oynar.