Gariban insana bu yapılmaz!

Garilıaıı insana Iıu yapılmaz!

müdürü Şemsettin Pamu çu’nun tâyini Bursa’ya çıktığında (1985), buna en çok makam şoförü Hüseyin Şen sevindi. Okul çağına
gelmiş üç çocuğu vardı, batı illerinden birinde onları daha iyi okutaca
K AııAyouAııı Diyarbakır böl e

Kurlhcın F SEK

Şen’in kullandığı araba Bursa’ya
40 kilometre mesafedeki InegöI-D0maniç-Tahtaköprü şantiyesine demirbaş kaydedildi bu sefer… Hemen arkasından da, Bursa’ya 6 saatlik mesafedeki Gediz-Altıntaş şantiyesine aktarıldı. Bir tek el arabası verrnediler,

ğını düşünüyordu, müdüründen “Ba- makam arabası, pikap, kamyon,

tıda bir yere gidersem seni de kamyonet derken, lnegöl, Gebze,

rürüm” sözünü Kalkım, Seyitö
almıştı. mer şantiyeleri
Beraberce ta- arasında bilardo

şındılar Bur- topu gibi gidip

sa’ya… gelmeye başladı
Pamukçu’nun

Bursa’da göreve Başına bütün

başladığı sıralar- bunların niye gel
da, bölgenin mü- diğini hâlâ bilmi
dür mueavinleri _yordu.

Saim Tez ‘le Na
ciCambaz kavga- ***

:Evleri ı. mşeTaraflızırı genlâßğçirîîrlléîi”

e ı
u Pamukçyıîfaûl: i’ . . .. . ne ANAP adaya
mayınca, kıdemli Olarak – 9rd’

Tezel’i görevde tutup kıdemsiz Cambaz’ın tâyinini Ankara’ya çıkarttı.

Bütün bunlar olurken, dünyadan
habersiz, direlsiyon sallıyordu Hüseyın

i**

1987 yılında Pamukçu merkeze
alındı, yerine Diyarbakır’dan Yalçın
Yumnıkçalı geldi. Bursa’ya giderken
kilit personeli yanında götürdüğü için
Pamukçu’ya kinliydi Yumrukçalı…

Yaptığı ilk iş, şoför Hüseyin Şen’i
önce makine Şefliği emrine vemıek,
sonra da Balıkesir’e tâyin ettirmek oldu. lşlem toplusözleşmeye aykırıydı,
seßdikanın araya girmesiyle durduru u.

Yumrukçalı…
Kazanamadı, geri dönmedi. Yerine
gelen Ali
Şen’le… Ama, DYP-SHP koalisyonunca karayollarına genel müdür
olu/nca, ondan _boşalan yere, bilin
bakalım kim geldi?
Filmin başındaki Naci
Tâyininin Bandımıa şube şefliğine
çıktığını öğrendiğinde hastane yatağındaydı Hüseyin Şen… Dört yıldır
hipertansiyonu var, fazla seyahat
edemez, ağır işlerde çalıştırılamaz…
Tedavi görüyor. Taburcu olduğunda,
ya emekliliği dolmadan istifa edecek,
ya Bandırrna’ya (ve oradan bilmem
nereye) gidecek…
Birileri sahip çılGın bu insancığa!

AVRUPA BİRLEŞİYOR…

TAklMVıLDızı …
Şu DA AT…

Ağaoğlu uğraşmadı ‘

eürıte Iılr
sırnalılı doktor

ELKİ hatırlarsınız, “Şımak’ta Bir
B Şırnaklı” yazısında, Erdek’ten
Şımak’a, oradan Tokat’a, oradan
da Eskişehir’e giden Dr. Cengizhan
Uysal’ın serüvenlerini anlatmıştım.
Meğer arkası vamıış haberin… Uy
sal’ın çilesi devam ediyomıuş…
Kış-kıyamete aldımıadan Eskişe

‘ hir’e, oradan da Gürleyk köyündeki

sağlık ocağına gitmiş, ocağı bulamayınca muhtarı bulmuş… Köy kahvesinde… Zannediyor, “doktor geldi”
diye köylü sevinecek… Ne gezer?
Herkes şaşkın mı şaşkın… “Neyiniz
var?” diye sormuş sonunda…

“Kusura bakma doktor , ama,
sizi buraya yollayanlar, ya izimle
dalga geçiyorlar, ya ‘nasıl olsa gitmez, istifa eder’ diye sana eziyet ediyorlar…” demiş muhtar, “Ben buranın doğna-büyümes’ ‘m… Köyün larihinde sağlık ocağı o nıadı…”

Son aldığım habere göre, eşi Diyarbakır’da, kendisi Eskişehir’de, yeni
görev yerini öğrenmeye çalışıyordu

Yarllımlara dikkat!

ÜKÜMEIİN pek ilgilenmediği

anlaşılınca, vatandaşlar, özel

kuruluşlar, kamu kuruluşları
kolları sıvayıp Bosna-Hersek’e sahip
çıktılar. Gönderilecek para, yiyecek
.ve giyecek için bir sürü kampanya…
Toplanan yardımların yerine ulaşıp
ulaşmadığı tartışmalı…

Başbakanlık basın merkezinin yayınladığı bültene bakılırsa, hükümet
nihayet ayılmış… Maliye bakanlığının
isteği üzerine, ayrf ve nakd` yardımların yurt dışına gidişini (ve toplanma
şekillerini) kontrol ve koordine etme
görevini Kızılay’a vermiş…

“Kuşluktan sonra günaydın efendim… Toplanan toplandı, giden gitti,
neır