1993: “000”LARIN YILI! (1)

› lı olduğu için,

199& “ııuırmııı

GEÇEN yıl rakamların yılıydı.

llk başlarda en çok 864 konu- .

şuldu. Yok “topa tutalıml”,
yok “Greyderleri, dozerleri/kepçeleri, kürekleri getirdim, hemen
hafriyata başlayıp tesviye ede
lim!”, yok “Bırakalım, kendili’in- ~

den erozyona uğrasın!” dedi er.
Hiçbiri olma
yınca, yılın orta- den atılacak…
larından itiba- Vanlı Türk P3ren tavgadı 354 – rasından 000 atımuhabbeti… laCgß-f-ı u
a a once
H* Tempo dergimizYılın en çok de yazmıştım.
konuşulan öbür Ben paramdan sırakamı, saatli fır mıfır attırmam
baba takvimin- arkadaş! – ‘
deki 500’dü. Niye ‘attırHerkes geriye ‘ mam? Onu iktisat _

saymaya merak- ‘

sembolik olarak ‘l N i
500 kaldı, rakam değişti. Gazetemiz

yeni yıl baskısına girerken, pösteki ~

sayma işlemi devam ediyordu.

t**

Yıl aslında 900’lerin yılı oldu.
Erotik mırıltı, fısıltı ve ini_lti dinlemek
isteyenlerin tahaccümü, hem bizim,
hem Alman’ların P’l`l”sini (ve 900
rakamını’ icat. edenleri) zengin etti,
trilyonluk ciro üretti.

*bk*

1992’de en çok kullanılan rakam
00’dı. Tabiatın çağrılarına uymak
zorunda olan herkes onu kullandı.

YILI! (11

Tüıkiyekıle, dı?) temsilciliklerimizde,
yavruvatan Ki rıs’ta, dildaş (ve ırkdaş) cumhuriyetlerde…

*t*

Peki, bu yıl ne olacak?
Haberler doğruysa, 000’ların yılı
olacak, ama, yıl sonuna varmadan
sıfırların üçü bir~

profesörü ‘Er un

Türkcan anlat
sın…
***k

İktisat ilminin kara mizahçısı
olan Ergun Tüıkcan’a ayaküstü sordum: “Paramızın sonundan üç sıfır
atarsak ne olur?” ‘ .

Atıfta bulundu: “Galbraitlfin dediği gibi, ekonominin iki ” düşmanı vardır. Biri kâğıt para, ikincisi
Hintli’lerin bulup Arap’ların dünyaya duyurdu ‘sıfır’ kavramı… Dünya ekonomi eri ne çektiyse, o ‘sıfır’
yüzünden çekti…”

Paramdan 000’ın atılacağı korkusuyla geçirdim yılbaşını… Yarına devam ederiz.

Bıziıvı TAKVlM
NİSAIWDA BİTıYOR…
DllMl ORTAK&

Kurthan F SEK ~

!ıüne sıcrauı!

‘ B ElKl hatırlarsınız, hükümet ol-.

duğunda enflasyonu tek haneli
rakamlara indireceğini .söyle
mişti baba… lç kabinedeki Üvey evlât’

Sümer Oral da, “Hiç şüpheniz olmasın, inecek!” diye balıklama atlamıştı.

Kaç gün kaldı S00’ün dolmasına?
Ya 90, ya onun civarında bir şey…

Peki, bütçe görüşmelerinde ne dedi Oral?

Babanın dedikleriniüç aşağı beş
yukarı tekrarladı: “Yaptığımız 1992
bütçesinin sonuçlannı henüz almış
değiliz… Müsbet gelişmeler başladı,
ama, yüzde 60’lik enflasyon 8 yıldır
devam ediyor, 8-9 ayda azalmaz…
Çetele tutma ı, şu kadar gününüz
kaldı demeyi bırakın, 5 yıllığına geldik, daha vaktimiz var…”

.Türkiye’nin sayisi selâmetini ipotek ettiğimiz l<0alisy0nun daha 3-4 yılı var, tamam, ama, enflasyon hızının hükümetin ömrüne (ve vaadlerine) yansıtılması ayıp oluyor. Daha kötüsü, "siyaî mevtâ" olduğu tescilli muhalefete de "demagojik malzeme" oluyor. v Önce "Tanju evlâdı ıza ya- i pılan haksızlıktır!" diye çıktın ortaya... Sonra "Fenerbahçe büyük, başka büyük yok, daha da u 'yütece iz!" dedin... Yalçın Doğan yıl ar önce yazmıştı, "Fener ahçe imparatorluktur, Türkiye'de her üç kişiden ikisi FenerbahçelPdir..." Dört kere yargılanıp üç kere beraat ettiğim, birinde de af kapsamına girdiğim mahkemelerimize saygım sonsuzdur. Kerameti kendinden menkûl "doktor" sıfatıyla takımı yöneten Venglos'la, devamlı demeçlerle onun altını oymaya çalışan Veselenbviç'le uğraşacağına, mâdem "fener lobisi" 0 kadar kuwetli, "genel af" iste! Fenerbahçe'ye sportif hayrın dokunmadı, Türkiye'ye siyas^ hayrın dokunur belki... fuk-fon vardı. Fakir-fükaraya devletin yardım ve şefkat eli uzanacak, herkes nasiplenecekti. VAKTIYLE "ANAP kadı" bir fak- i Unutuldu, sistem çahşrnadı, çalıştınla- 'l madı, gitti. . - Ama, çalıştığı, çalıştırıldığı yerler vannış... Meselâ, fazla para aldıkları aslâ id- l dia edilemeyecek olan Ziraat Bankası çalışanları, zora, dara düştüklerinde bankadan üç maaş avans çekebiliyorlardı eskiden... Duyduğum kadarıyla, hâlâ çekebiliyorlar.' "Nereden duydun?" diye sorarsa nız, söyleyeyim. Personel sayısı 40 bini geçen, dünya bankaları sıralamasında ilk yüzde yer alan Ziraat Bankası'nın genel müdürü Coşkun Ulusoy, "içine girdiğim mal” sıkıntı üç maaş avans çekmek istiyorum" diye, herkesin doldurduğu dilekçeyi doldurmuş, evrak kalemine vermiş... - Parasını almış... _ Çok mu para harcıyor, az mı maaş alıyor, bilmem, ama, kurulduğu günden beri "bürokratik-bonapartist" olan bir devletin ayıbıdır bunlar... milletvekillerinin î “kara Iistesi"... ORUM yapmıyorum... SHPY DYP hükümetinin milletvekilleri kara liste hazırlamış... "İstediğimiz kişilerin istedikleri yere tâyin erini yapmıyorlar!" gerekçesiyle... _ isimlerin hepsi kıdemli bürokrat... Coşkun Ulusoy (Ziraat Bankası), Servet Erbaşı ve Ibrahim Mendilcioğlu , (Sağlık Bakanlığı), Halil İbrahim Be' cer (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı), Kerim Aydın Erdem (T RT), Rüşdü Saracoğlu (merkezf olmayan Merkez Bankası), Veli Bettemir (PTT), Ali Adadoğlu (Karayolları), Hüseyin Cindemîr (Yapı Işleri)... Bu isimlere dikkat! Hükümet seçimle değişip milletvekili olurlarsa, hele iş-tayin takibine başlarlarsa, onları da kara listeye alanlar elbette çıkar. İTİTF' "Kaçacak tek deliği olan fare tez yalalanır..." (Konrad Lorenz, 1966)