Bunları yüce divan paklar! (2)
Bunlarivüce llİ
ı ‘ ‘ NlVERSlTE Özeddiği” kavrau mı gökten zembille inmedi.
Özgür bilirrsel gelişmeyi siya
sal iktidarların tasallutundan, tecavü
zünden, müdahalesînden korumak
için icat edildi. Bilimin üretilmesi ve
yayılması serbest olsun, kısıtsız olsun
diye…
Milliyet’ten iki genç arkadaşımız’,
12 Eylül cuntasının uzantısı ve mütemmim cüzü olarak
siyaset yaptıktan
sonra YOK başkanvekilliğine gelen bir profesörün,
Kemal Karhan’ın
ODTU rektörlüğüne yazdığı
28.8.1986 tarihli
bir yazıyı ellerine*
geçirçliler.
“Universitenizin, üniversiteler
arası koordinasyon ve işbirliğine
riayet etmeyerek,
Karadeniz’deki esb
radyasyon ‘esinit it etmek için
müstakil ölsçciıymıyler yaptığı anlaşılmaktadır. Türkirddeki radyasyon öl “mIeri le bun arın sonu arı ve e ileri
hakkında, Türkiye on Güvenliği Komitesi’nin bilgisi ve izni dışında
herhangi bir yayın yapılmarnasını rica
ederim…”
__Merkezi idarenin bilgisi olmadan
“Ozerk” YÖK üniversiteleri araştırma
yapmayacak, sonuç yayınlamayacak…
Nasıl özerklik ama?
***k
YÖK düzeninin hâmisi (himaye
eden), 12 Eylül cuntasının mahmisidir
(himaye edilen) İhsan Doğramacı…
Kenan Evren’le içtikleri su ayrı git
; isrE AYAKlAPIN Şensesr…
‘omıc mailin* DEYIP DURMAL. ‘
Kuıthan F SEK
van naklar! (2)
tartışmasına tüy dikti; “Fem il’den sonraki radyasyon
tahli sonuçlan halka duyurulmasın diye emir geldi, ben de o emre uydum…”
_Universiteleri siyasal tecavüze’ açan
YOK düzeninin mimarıdır Doğramacı.-.. Ne zaman kendisini savunmak
durumuna düşse, “Dün da bizden
daha özerk üniversite yo en ‘ ` düzen mütev Ii heyet düzenidir!”
deyip dumr.
o dediği
tevelli_ he ‘ düzeni lngi tere’de,
Cambridge’de
doğdu. Orta çağda… Hayır iş erine üç kuruş sadaka vererek, eğitime arka çıkarak,
hem cennetteki
yerlerini garantilemek, hem ölümlü
dünyada aristok- rasiye dahil olmak isteyen koyun tüccarlarının, yün
tüccarlarının bastırmasıyla doğdu.
Nasıl özerklik ama?
_ ***k
Dönemin sommlu başbeyi, şimdinin sorumsuz cumhurbeyi susuyor.
Ama, suskunluk para etmez… Anayasanın (benim değil, 12 Eylül cuntasının) 1l2’nci ma
her bakanın, bilcümle idarenin sorumlusudur başbakan… `
Ya Anayasa Mahkemesi?
O Yüce Divan’dır. Bütün bu anayasa ve insanlık suçlarını o yargılar.
Tabii, canilerin (sözüm cemaatten dışarı) yargılanmasını isteyen birileri (sözüm meclisten dışarı) çıkarsa…
PAIZTiMiZ
param DoNDumcuLu,
Oc YıL GARANTîLı
BiR PApâTiDıIZm
esine göre, tek tek.
oğulları
URŞİT Güneş iktisat doçentidir,
sosyal demokrasinin “ekonomi
. den sorumlu” başdanışmanıdır.
‘Ama, her şeyden önce, babasının oğIudur.
Yani, sekiz yıllık SBF beraberliğimizde sohbetine, esprisine, sataşmalarına doyamadığım, üniversitenin politikaya kaptırdığı Turan Güneş hocamızın oğlu…
Başkasına çekecek hali yok, babasına çekmiş Huışit Gürıeş… Doğm bildiğini eveleyip geveleyeceğine, pattadanak söylüyor. Her söylediği de, züliiyâre dokunduğu için, özellikle iş çevrelerini hop oturtup hop kaldırıyor.
Y_ine öyle oldu geçenlerde… Herkes Ixgnühün’ (maıhdum) yanına koştu, ” ına e eni emen söylemesin,
biraz düşüngsün, danışsın…’ denildi,
“Uyarın kendisini…” ‘
Erdal bey de babasının Iudur.
Ani verdiği kararı ağır ağır, sin ire sindire uygular…
“Rahmetli peder, onun rahmetli
pederinden de aynı şekilde yakınırdı.
Bir kere uyarmıştım… Merak etmeyin,
yine uyarırım… Aile KandıraIı’dır, iki
defa emir tekrarı gerekir..! .
CAVIT ÇAG LAR
CEVDET SELVİ
Vehbi amcanın kızı Sev i Gönül ANAP’a yazıldı, kıyamet optu.
Başka k0alisyon_ortakları, herkes
“şizofren- anoyak” oldu. Biriniz,
“Koç ailesı ANAP’ın kanayan yarasına pansuman olamayacak,
tü yakalandılar!” demiş… Obürünüzün altta kalacak hali yok, “Bldden kamuflajlı oynarlardı, şimdi
açıktan oynuyorlar…” buyurmuş,
“Nihayet yerlerini buldular…”
Altmışına merdiven dayamış
yetişkin insanların siyası tercihlerine erken karışmaya başıadınız galiba… Kerıan Evren “parti tercihi”
yaparken, hem aklınız, hem isminiz, hem cisminiz neredeydi?
Fatos lalıla’nın
tomlıalası… `
NKARNNIN tanınmış simasıdır
AWatoş Abla”.._. Yirmi yıl önce
anaokulu açmıştı. Şimdi anası,
babası, ilki, ortası, lisesi, bir sürü okulu,
sürüsepet mezunu var.
Yirminci kuruluş yılının kutlaması
Dedeman otelinde oldu, bir de “çekiliş” (eskiden adı tombalaydı) yaptı. Elde
edilen gelir Bosna-Hersek’e gidecekti.
Okulun ilk mezunlarından üniversiteli bir genç elini torbaya daldındı, hediye okuldaki öğretmenine çıktı. Çekme
sırası Çankaya kaymakamındaydı, asıldı,
şapkadan Ankara valisi Erdo an hiri lu çıktı. Homurtular, “Şi e, şıke!”
ses eri yükseldi salondan… Kızı orada
okuyan fotoğrafçımız Recep Tanıtkan
bağırdı: “Bari ikisinin bakanı çeksin,
başbakan da yolunu bulsurı…”
Uçüncü çekilişi iki mülki idare amirimizin bakanı İsmet Sezgin yaptı. Ister inanın, ister inanmayın, salondaki öbür bakanlardan Toptan’a çıktı hediye…
Semra Ozal’ın Hürriyet’ten televizyon kazandığı çekilişi, Milli Piyongo
idaresi denetiminde, devletin noterlerinin, herkese a ık şekilde yaptığını bilmesem, 0 çeki işi de cumhuıbeyirnizin
(veya mahdumlarının) yaptığını zannederdim herhalde…
Kızmavın
a dostlar!
ÜLTÜR bakanlığı tarafından düKzenlenen “Okumayı Teşvik” afiş
yarışmasının ödül töreninde arkadaşların dikkatini çeken bazı “durum
vaziyetleri” olmuş… Meselâ, lise ve
dengi okullar arasında üçüncü olan aûş
ı te, “Çocuklar” yerine, “Çoçuklar” yazı
lıymış… Aynı şekilde, ilkokullar kategorisinde mansiyon kazanan afişte,’”bile”
anlamındaki “de-da”lar bitişikrniş…
lşin eweliyatı daha neşeli… Törenin
kaçta olacağını öğrenmek için bakanlık santralını aramış arkadaşlar… Dört
bilmezlikten, “Yetkili bir arkadaşa
bağlıyoruz efeeemmm!” denildikten
sonra, yetkili makam bulunmuş…
Ahizenin ağız tarafını kapatmaya
ihtiyaç bile duymadan, “cak-cak” ik
let sesi… “Argadeeşleerrrl Düğü ernek mi vaa bugün?”
;:1 “Bunlar dört
*J i kazı bile güde, “ mezler…
Bunların
Türkiye’yi idare
edecek “çleri kalmam r…”
(14 Oca 1988, Bilin ba lım kim?)