Kimsenin ölmeye hakkı yok! (2)
‘ Kurthcın FISEK
Kimsenin ölmeye hakkı yok! (2)
UNDAN otuz yıl önce TürkiB ye’de gencecik, pırıl pırıl, idealist bir doktor vardı. Röntgen
mütehassısı Alp Reel… Tam makineyi çalıştırmaya hazırlanıyordu, ani bir
voltaj yükselmesiyle beraber elektrik
kaçağı oldu, bitkisel hayata girdi, yir- _
mi yıla yakın zaman orada kaldı.
_ Olmemekte direndi Reel… Arkadaşları yaşatmakta direndiler. Kurtulması mümkün değildi, ama,
“merhamet ölümü” (ötanazi) kimsenin aklının kıyısından köşesinden
geçmedi. Tek düşündükleri, ettikleri
meslek yeminiydi.
“Tıp meslek topluluğuna katıldığım bu anda, yaşanıımı insanlık hizmetine adayacağıma, kişilerin sağlı
nın korunmasını ve geliştirilmesıni,
astalarımın iyileştirilmesini her şeyden önce düşüneceğime, mesleğimi
_vicdanım ve onurumla uygulayaca
ğıma…, baskı ya da tehdit altında olsam bile, insan yaşamına ve onuruna büyük saygı göstereceğime ve tıp
bilgilerimi insanlık yasalarına aykırı
olarak kullanmayacağıma…, namusum ve şerefim üzerine and içerim…”
Otuz yıl önce edilen yemin değişmedi. Doktorlar da değişmedi.
Peki, değişen ne? Hastayla yakınları acı-ızdırap çekmesin diye, d0l