Maksat “imar” değil, bayındırlık! (1)

mlısaı “imar” değil. bayındırlık! l1l

AYINDIRLIK ‘bakanlığının
B 1993 bütçesi az kaldı güme

gidiyordu, son anda kılpayı 4

kurtuldu.

Lâf aramızda, koalisyonu da büyük dertten, sıkıntıdan kurtardı.

O tarihî (ve kritik) günde “man
zara-i umûmi- bakanlığını gözalye” şöyleydi. tına aldığını öğSabahın kö- rendi. Gensoru
ründe gelen önergesi hazırlamüstahdemler mış meğerse… ,
çiğköfte-lahma- Ö n ü m ü z d e ki

cun partisinin

yor, ya resmen uyukluyor, ya aralarında laklak ediyorlardı. Çoğu kulisteydi.

Muhalefetteki ANAP, CHP ve RP
milletvekilleriyse, mecliste devamlı
denenen, işin ilginci, çoğu zaman
başarılı olan bir taktikle, kuliste sotaya yatmışlardı.
Kumbaracıbaşrnın konuşması
bitti, muhalefet cümbür-cemaat salona daldı, oylamaya geçilmesini istedi. Bütçenin reddi kesindi, ama,
SHP-DYP milletvekilleri nihayet
uyanık davrandı, bakandan 56 s0runun cevabı istendi, oturumu yöneten Fehmi Işıklar kürekleri azıcık
aheste çekti, dışanda aylâklık edeıı
koalisyoncular içeri girdiler, bütçe

kurtuldu. _
. t’ i’ a:

Tempo’dan Mehmet Korkmaz
arkadaşımız kulisteydi.

CHP lzmir milletvekili Veli Aksoy’un uzunca süredir bayındırlık

günlerde meclis

artıklarını topla- başkanlığına veremaya, temizle- cekmiş… ş
meye devam Konusu bayın- ş
‘ediyor, bayın- dırlık bakanlığın- o

dırlık bakanı da yapılan işler
Oııur Kumbara- (ve işlemler), he- ı
cıbaşı kürsüden def imar (veya bakimsenin dinle- yındırlık) bakanı
mediği konuş- Onur Kumbaracıma`sını yapıyor, genel kurul salonu
nun ötesine berisine öbeklenmiş ko- “Niye SHP’li bayındırlık bakanlıalisyon paıtileri mensupları ya esni- ğı da başka bir bakanlık değil?” diye

sordu Korkmaz, “Düne kadar parçası olduğunuz SHP’yi boy hedefi
yapmanızın anlamı ne?” .
Ilginç bir cevap verdi Aksoy…
“ANAP döneminin en bü ük
yolsuzlukları, en büyük vurgunLn,
devlet ihalelerinde oldu. FIT mahkemelik, otoyollar mahkemelik,
ama, bayındı
Meselâ, Erzincan deprem ev eri…
Kendi evini temizlemeyen, başkalarının evinde temizlik aranıasın…”
Lâf doğru… Ama, açıkçası,
ANAP-ıCHP-RP (artı 15 SHP’li ve
17 DYP’Ii) koalisyonunun bu konu
_ daki mantık (ve kader) beraberliğini
` anlayamadım. Neyse, belki. yarına

beraberce anlarız…

VERGİ YÜZSÜZLERİNE vunroışı YASAĞI…

llANûi Yüzus Ymzrvı
Kıvoızsuuuz 2. PAsAPoızrvAK’
ç’ FOTOGRAF sızsmı Aıı-.e ‘

?ANA

Kurthqn F SEK 4

ık işlerinde tık

Yullulı ııı saat
ada savlsl

MlN Özgönül arkadaşımız-M
saat hava yolculuğu yaptı, ondan sonra da, çekirge gibi,
3.922 adet ada arasında zıplayıp
durdu. «
Japonya öyle bir yer işte…
Aslında zor değil işleri… Basıyorsunuz elektronik düğmeye, kapı
komşusuna çaya gider gibi eş, ‘dost,
ahbabınızı karşınızda buluyorsunuz… _ .
Japonya’nın trafiği Ingiltere’ninki
gibi ters… Soldan cağanoz gibi gidiyor arabalar… Ama, trafiğin ters olması yine “nema
kesin derdi, 34 yaşındaki veliahtın
ne zaman evlenip çoluk-çocuğa karışacağı… Nikâhları normalde budist
rahipler kıyıyor, ama, öbür her bir
şeyi robotlar yapıyor. Gazete dağıtıcıları bile robot… Bastıkları bin gazetenin yarıdan fazlası (yüzde 57)
onların denetiminde, günlük satış
14 milyonun üstünde… Boyları biraz ufak olduğu için 77 metrekarelik
eve 5 kişi sığıyormuş… Küçük alanlarda çok adam çalıştırabildikleri
için, “az metrekarede çok iş başarmışlar”… Ama, lâf aramızda, 124
milyon nüfuslarını gece-gündüz çalıştırıyorlarrnış… .
Deıken, akşamın onundan sonra
çalışma yasağı getirilmiş… Bütün çalışanlara, “Fazla çalışmayın, evinize
gidin!” denmiş… , “
ILO sözleşmesini imzalayanlar
arasında Japonya yok…

Iem”… Her- :

“Cahilseniz üzülmeyin…
Cehaletinizi cesaretle takviye
ederseniz, erişemeyeceğiniz
başarı yoktur…”

(Mark Twain, 7887)

. ıvürüvüs tamam

?- ARIM Zonguldaldı” oldu] ğumu söylemiştim…`Melımet Çavdar’la Satılmış Tepe’nin kurşunianmış cesetlerini gördüğümde (1965) oralı olmuştum,
Tüık-lş’in yeni genel sekreteri Şemsi
Denizer’in yarım kalan uzun yürüyüşüne şahit olunca bozuldum,
ama, Zonguldak’ın. yüzde 71 ‘den
fazlasının “sigortalı işçi” olduğunu
öğrenince tekrar moral kazandım.
`Ne zaman’a kadar? Burçhan
Çokgezen’in (Zonguldak-hha) iki
hafta önceki bir haberini görene kadar..

Zonguldaklı belediye işçileri “pro
testo yürüyüşü” yapmaya karar vermişler… Ama, Galatasaray-Roma

maçı var diye, yürüyüşe bir gün ara
verilmiş… Belediye-ş sendikasu şu
_beş sekreteri Zafit Zülfikâr, “Maç

milletimizin müşterek gururudur,
millet olarak tek yumruk ve tek vücut olduk…” demiş, “Yürümeye yarın devam edec ‘ ..”

Türk-Işte, “mı fi sendika” mı, ” nıf sendikası” mı tartışmalarının tekrar başladığı bir sırada, nasıl işçilik,
sınıfçılık, sendikacılık ama?

F lKRl SAĞLAR Doktorların, askerlerin alsine, tiyatrocunun,
operacının, balecinin “şark hizmeti” yapmasına aklım öteden beri ermemiştir. O yüzden de, “bölge tiyatrolan” projelerine karşı
çıkmışımdır. Ama 10 gün, ama 2
ay sürecek turneler düzenlersin,
hizmet çok daıha rasyonel görülür.
“Böl e tiyatro annın peyderpey
kapaşılarak Ankara, İzmir ve ls- .
tanbul’dan tumeleıin yapılması”
fikrini o yüzden savundum. Ama,
bölge tiyatrolarını kapatmaya Antalya’dan başlanmasını yadırgadım… Bütün den Baykal galiba ..~.~
“SHP-CHP dalaşırıası” kokuları’

Alacakları bir türlü ödenmeyen ‘

geliyor burnuma… _

al