yi ki Refah seçim kazandı!

i’ İvi ki ıieıaıı secim

çimlerde üç paralık fazla oy

alması Ankara’yı dalgalandırdı. “Lâik” çevrelerde telaş mı telaş!
“Anti lâik” çevrelerde heyecan mı
heyecan!

Zannedersin, yarın genel seçim
olsa, herkes çarşafa bürünecek, beş
vakit namaza duracak…

i Onca telâşın, koşuşturmanın arasında “siyasal rtünizm” var. Bir
koldan Refah’a, öbür koldan Keçeci|er’e gidebilecek dinci-muha
R EFAH Partisi’nin mahallî se

bizinı vatandaşımızdır…”

Eeeee.?

Devamı var: “Dinî ve ilmî kaynaklara dayanmayan ve halkımızdan bir kesimi yanlış dinî anlayışlara sevk edeıı bu görüşleri ileri sürenleıle, hatta dinî gru ileri
ğelenleriyle görüşmek, böyle eriyle
bılıtirl arlılaşvlerişinrîe bulunmak üzere

na ir topantı ya ıD’ anet lşlen’ Başkanlığrmızpldıiiışllinmzktedir. Böyle bir t lantının gerçek
oleştirilmesı, tarafımdan da yaradı

fazakâr oyları na- mütalâa edilmeksıl çalarız? tedir…”
SHP, CHP,

DSP takımı çala- il**

maz nasıl olsa… _ Yani, DiyaÇalsa çalsa DYP net’le tarikat li
çalar. SHP Uşak
milletvekili Ender
Karagül ilginç bir
istihbarat almış…
Diyanet Işleri
Başkanı, Türkiye’deki bütün tarikatların liderleriyle üst düzey toplantısı yapacaknıış…
O meselelerden devlet ve hükümet katında sorumlu olan Ekrem
Ceyhun’a (devlet bakanıdır kendisi)
sormuş… “Sahi, tarikat liderleriyle
toplantı yapacak mısınız?”

_ Yazılı cevap gelmiş… “Di anet
Işleri Başkanlışvmız, fikrî, İtikadi,
hatta siyasî an ayış farkı gözetmeden, bütün müslüman vatandaşlarımıza hizmet etmektedir. Ulkemizde asırlardan beri belli tarikatlara
mensup insanlarımız varolagelmiştir. Bunların hepsi bizim insanımız,

ı halledecekler…

derleri arasında
toplantı var. “De_mokratik diyalog” (Ceyhun’un
kendi tabiri) kuracaklar… Bin beş
yüz yıllık meseleyi bir toplantıda

Refah’a daha fazla oy kaptırmamanın yolunu bulacaklar…

Lâiklik insanla tanrısının arasına
girmek değildir. l

Lâiklik devletle din işlerinin ayrılmasıdır.

Ama, lâiklik, devletin (ve onun
bakanının) cırt-pırt din işlerine karışması hiç değildir.

Sahi, diyanet işleri niye “devlet
kuruluşu”?

Çiğ köfte yuğurmaktansa, devletin dine, dinin devlete karışmasını
engelleseler ya…

v” KAT ETTN M` ? u
93 alircaşıuvê ciêxoma
öpaoea BİLE YOK…

Kurlhan F SEK

Xl ‘ ‘

Fındığı kır

AIDS’İ yen!

AĞLIK bakanlığının başlattığı
kampanya, hem sert tartışmalara yol açtı, hem AIDS meselesini zivanadan çıkardı.
“Kampanyanın mimarı doktorsa, di I0masını_elinden almalı…”
diyen er var. “AIDS’i ciddî bir sağlık problemi olmaktan çıkartıp ‘ahlakî mesele’ haline getirdiler…”
AIDS çorbasında bir tutam tuzIarı olsun diye kolları sıvayanlar da
var. Gülünç olduklarının farkında
değiller. Meselâ, bir öğretim üyesi
tavsiyede bulunmuş kadınlarımı
za… “AlDS’in Türkiye’deki en bü- .

yük taşıyıcısı Nataşa’lardır. Kadınarımız onlar gibi cilve yapmayı
öğrenseler, AİDS’in kökü kazınır…”

Siz siz olun, prezervatiften şaşmayın…

Prezervatif İmalatçıları da bunun
farkına varmış olacaklar ki, mallarını daha cazip kılmanın yollarını
arıyorlar.

Kendi gözlerimle görmediğim
için nasıl birşey olduğunu bilmiyorum, ama, lzmir (hha) büromuzun
haberine göre, imalatçı firmalardan
biri, fındık kabuğunun içine yerleştirmiş prezervatifleri… Hem şık,
hem kolay (ve görünmeden) taşınır
olduğu için, hediyesi 10 bin liradan
kapış kapış gidiyomıuş…

Aslında, kim düşündüyse tebrik
etmeli… “Fındık kırma” etkili çağrışım…

“Hayatta en korkulacak insan, ölesiye sadâkat yemini
edendir…”

(Dansöz Colette, 1961)

Hamlet
Anteırte

AHMET Lİ Haldun Taner’in
R yolu Gaziantep’e düşmüş…

Gezinirl