Doktor olmanın çekilmez çilesi
Kurlhcın FISEK
nolıtıır olmanın cekilmez çilesi
mamı isterdi.
“Baba mesleği devam etsin” diye değil (öyle olsaydı kendisi paşa
olurdu), en’ fakirinden en zenginine
kadar, istisnasız herkesin, memleketin
her yerinde, “sa Iıklı yaşama” hakkından eşit yarar anması gerektiğine
içten inandığı için…
Universite seçme yaşım yaklaşırken, doktorluğun faziletleri üzerine,
ana-baba sofrasında çok nutuk dinledim. Bir kulağımdan girdi, öbüıünden çıktı. Benden
on yaş küçük kardeşimin kulaklarından biri tıkalı
RAHMETLI peder hep doktor ol
. am( çar-lee.’
köşebazların yaşadığı bir memlekette,
hazırlık sınıfı okumuşsa 7, okumamışsa 6 yılda “eli ekmek tutar” doktorun… Nasıl ekmek ama.? Ankara’da
kalırsa 4.027.100, Artvin’in Şavşat’ına
giderse 4.510.000 lira…
Dört yıl daha okursa “uzman hekim” olur, Ankara`da kalırsa
4.510.000, Erzurum Karayazı’ya giderse 5.087.000 lira geçer eline…
Göğüs gerdirme, göbek-burun kaldır- ~
ma, yağ aldırma rayiçlerine bakmayın, meslekte yirmi yılını doldurmuş bir devlet
doktoru haftada
112 saat çalışır,
karşılığında ayda
olacak ki, bir ku- 5.365.000 alır.
Iağından girdi, i: ~k ‘A’
öbüıünün çıkışın- y ı h ~_
da tıkanıp kaldl. nü,
Yani, babamın
dolduruşuna geldi, doktorluğu
seçti.
Demeye getirdiğim, doğup büyüdüğüm ev olsun, babamın, karde
imin arkadaşları olsun, çevremde
ep tıp oldu, sağlık oldu, do|