Gözünü sevdiğimin seçmeni!

ÜRKİYPDEKİ tek gerçekçi ve

tutarlı kesimin “seçmenler” ol
duğuna hep inanmışımdır. Zaten onlara inancım tamdı. 1 Kasım
seçimlerinden sonra büsbütün pekişti.

Seçim yasaklarının başlamasından bir önceki yazımda şöyle demiştim: “Kim
hangi sıfatı yakıştırırsa yakıştırsın,
ister fzeki, çalışkan ve çevik’
ister Pahmak, ap- ç
tal ve budala’ desin, Türki e’nin
insanı sa ık başında kollektif
dahîdir. Ulkemde ekonomi ve
demokrasinin aynasıdır, mikrofonudur. Cuntaları,
otuz yıl süre le,. _
istikrarlı şeki de, ` ‘ – ş
sandık başında üç defa ‘kusan’
seçmenin 1 Kasım’daki oyu benim
oyumdurl”

Her seçimden önce, bir sürü bilimsel (ve demagojik) tahmin yapılır,

.sandıklar açılır, neticeler belli olur,

çokbilmiş çevreler diz dövmeye

. başlar.

“Sahi, biz bunu daha önce niye
düşünmemiştik?”

Yine öyle oldu. Son pazar günü,
tek oy pusulasına bir sürü mesaj sığdırdı seçmen…

ANAP’a “Yaptıkların (198391) yapacaklarına (1992 fl)

Kurthcın F SEK ‘

tîözünü seıııtiğimin sec-meni!

teminat olduğuna göre, muhalefete
abonesin abone!” dedi. 1991 seçimlerindeki beldesel oy dağılımında birinci partiydi, merkepten düşmüş şalak karpuza çevirdi, ikinci
parti yaptı.

BABA’ya, Cem Karaca’nın
şarkısını azıcık tahrif ederek
söyledi: “Köylü
ka|!” Kırsal esim belediyelerini verdi, kentleri
alıkoydu, oy yüzdesini aynı tuttu. «
SHP’ye
fazla buIaşmadı; aynı
yerde saydırdı.`
ECO’ya
bilmemkaç seçimdir

söylediğini (ama
dinletemediğini) tekrarladı: “Solu
bölmüyorsun, tabanını Refah’a kaptırıyorsun!”

REFAHH “cepheli” beşinci
partilikten aldı, “cephesiz”
birinci parti yaptı.
Ama, asıl mesajı koalisyona verdi. ~
“f991 genel seçim sonuçlarına
göre oylarınız yüzde 39’du. Yine o
civarda bıraktım. Iktisadiyat kötüye
gittikçe, oylar örgütlü radikalizme
gider. Haberiniz ola, ayağınız denk
dura! Daha yüz küsur gününüz
var…”

sün sen, kö lü ‘

Kllll’si ne?

DININ lojman cinayetine ka
rıştırıldığına bakmayın, meclis

Iojmanlarında değil, maliye
bakanı olduğu günden beri Merkez
Bankası’nın lojmanlarında oturur
Adnan Kahveci…

“Kardiş, artık ayıp oluyor, bakanlığın 400 gün önce bittim” derler,
dinlemez… Loimandan çıkmaz…

“Çıkarsam devlete 11 milyon lira
zarar veririm…” deyip durur. Sonra
ekler: “Devlete şimdiki maliyetim
yılda 1 milyon lira… Çıkarsam loi-.
manlara taşınacağım, maliyet yıllık
12 milyonu bulacak… Prensip kararı
aldım, gitmiyorum…”

Lojman cinayetiyle ilgili olarak,
gazeteci Unal Inanç’ın Adnan Kahveci hakkında açtığı dâvâ devam
ediyor. Ustelik, meclis lojmanlarıyla
uzaktan, yakından hiç ilgisi olmadığı
hâlde…

Ben de olsam taşınmazdım.

MIBSİB
iştigal

ABANIN güzel lâfıdır: “Abesle

iştigal ediyorlar!” “Hakkaten”

de abesle iştigal ettik son bir
aydır… Neyse, seçim bitti, top babada…

Refah Partisi’nin Mezarcı Ekibi tarafından tahrif edilmiş önemli bir sloganı vardı: “Adil düzen değil, acil
düzen istiyoruz!” seçimden “birinci
parti” olarak çıktı RP…

Acil düzen? Parmak hesabını tam
yapmadık, ama, daha yüz küsur gün
var. Acele işe şeytan karışır. Salman’ın şeytanı değil, bizimki… _

‘ı-.ıîşllllll mariletlerl

~ AHALLİ seçimler bitti, mahalli konuşalım, tatsız konu
lK0nya’nın Doğanbey belediye
başkanı Hasan Ocak|ı’yı içişleri bakanlığı görevden almış… Sebep,
“manyak gibi” araba kullanması…
Kendi arabasını çarpsa iyi, her kazada altındaki belediyenin aracıymış…
Ustelik, tamir parasını da belediyeye
ödetmiş…

Bitti mi, tamam mı? Adam hızlı
yaşıyorsa, onu görevden alan içişleri
bakanlığlının neyine?

Yok, bitmedi, dahası var. Tam bir
“suç dosyası”…

Bir, belediyeye ait bazı_ dükkânları

ihalesiz kiraya vermiş… istediğine…
Iki, belediyeye ait Bereket Memba
Suları’nda geçici işçi olarak istihdam
edilen birini “sayman” yapmış… Uç,
bildiğiniz gibi, belediye araçlarını
hızlı kullanmış, devamlı kaza yapmış, tamir parasını belediyeye ödetmiş… Dört, belediyeye “yardım” niyetine gönderilen paraları aklınca

lıarcamış… Başka, amaç dışı yerlere…

Beş, şoför ehliyeti olmayan birini be
lediyenin şoför kadrosuna tayin et- ı

miş… Altı, işine son verdiği altı işçinin kıdem tazminatını ödememiş…
Yedi, aynı zamanda il genel meclisi
üyesi olan bir ahbabının özel işini
belediye vasıtalarıyla gördürüp para
aldırmamış…

Ya sekiz?

1 Kasım 1992 mahalli seçimleri
hepimize hayırlı olsun!

“Şerefsiz barış, barış falan
değildir…”
(Lord Bertrand Russell, 1953)

ÜLENT AKARCALI Seçim bölgen olan

Avcılar’da, kedi oldu olalı ilk faresini
tuttu, .arı oldu olalı ilk balını yaptı ANAP…
Geriye yaslanacağına, keyiften göbeğini_
kaşıyacağına, gevrek gevrekgüleceğine,
“zaarrttt” diye çıktın ortaya… “Seçime kara gölge düşmüş, kara çe inmiştir!” Biraz fazla konuşkan olmakla beraber, medeni, dengeli, emokrat birisin… Seçime düşmüş kara gölge varsa,
bir zahmet, olay yerinde zabıt tuttursaydın! Netice değişmezdi, ama, âhı

gittiği, vâhı kaldığı anlaşılan blr partiyle de özdeşleşmezdin… Yazık oldu.