Kerim’in fendi, Vehbi’yi yendi
Kurthan FIŞEK «
ıierııııınıeııııi. veııııryı yenııı
EMLEKETİMİZİN gözde sa- .
Mnayi-ticaret burjuvazisiyle
muhabbet ederken gülücükler, çiçekler dağıttı Deniz Baykal… ‘
‘Türkiye artık Ankara’dan yönetilemez…”
Kem söz sahibini bağlar, Ankara’dan yönetilemez, oradan, bura
na kiremit vaziyetleri”, bunun böyle olduğunu eniyi Vehbi bey bilir.
Memleketin İstanbul’dan yönetileceği dolduruşuna nasıl geldiğini,
inanın, hâlâ anlayabilmiş değilim…
‘A’ ‘k ‘k
TRT-3’ün özelleştirileceği haber
dan yönetile- [e: iki y” Öıgce
mez… Peki, nere- aıaiuışıisi BREZEyVA _ ‘S1′ E55’ k noıç
de” yönetim.? pızıLsıîzıâßıißsarğş/”Eıßı YMM b? kıng a E!! a
Deniz’in nere- ı a ‘ ama aka’
de, kimlerle ko- mşt” ..bşuggm
nuştu una bakı- ya””‘° uîgun’
lırsa stanbul’dan sib’rslzı’g’yıêl
herhalde bılınen Vehbı
bey o kadar za***i mandır bekliO lafı duydu- yor.
ğumda kızmış- Niye?
tım. Siyasetçilik- Olanca iyi
teki başarısına ka- niyetiyle, Koç
rışmam, rivayet
muhtelif, ama, siyasetin bilimini,
teorisini çok ‘iyi bilir, Deniz…
Rahmetli Yavuz Abadan’ın Mekteb-i
Mülkiye (ve Ankara Hukuk) taraflarındaki rahle-i tedrisinden ğeçmedir.
Efendim, kendisi de çok iyi bilir,
“makar-rı hükûmet” Ankara’dır. Yani, Istanbul’un (Dersaadet) telkin ve
baskılarına zaman zaman açılmakla
beraber, hükümeti, devleti ilgilendiren bütün kesin kararlar Anadolu
bozkırının göbeğinde alınır. Oradakiminik bir bürokratın atacağı (veya
atmayacağı) imza, koskocaman işadamını ya vezir eder, ya rezil…
“Rum damlarından meclis çatısı
grubuna umut
vermişti Kerim
‘ ~ Aydın Erdem…
Kendi deyimiyle “bürokrasi ve hukuk çarklarına takılıyordu!”
Baktı, Vehbi bey ısrarlı, “Yönetim kuruluna soktum efendim!”
dedi. e v
Yönetim kurulundan alt komisyona, oradan hukuk müşavirliğine,
oradan Radyo Televizyon Yüksek
Kurulu’na (RIYK), “ortada sandık”
vaziyetleri… Uçüncü kanalın taliplisi
çok, hepsi birbirinden “kuwet|i”…
Bürokrat neğyapsın?
Müstakil Kürt devleti daha kolay
kurulur. _
Ama, lstanbul’dan değil…
ßssvüz, ,ßinßssvûz OLDU lere ozrıtg.
MERAK ama Hıııo KIPIRDAMAM.
RÜŞDÜ HÜSEYİN HÜsNÜ
SARAÇOĞLU DOĞAN
sus, OTUR, EY,- SÜZGÜN,
DÜŞÜN, AĞLA HÜNSA HİNDİ
(‘”l`ANSU” Joker) vız” Joker)
Prostat
protokolü
tona halde ılelıli
l ÖRDÜNCÜ Ahilik Hafl tası ve Esnaf Bayramı”
için seçim bölgesi Çankırı’daydı Nevzat Ayaz… Hazır
– gelmişken yeni POIisevi’ni açacak
tı. Hamoy halk oyuncuları meydana çıktı, Ayaz kıvranmaya başladı, maiyetindekilerden biriyle fısıldaştı.
“Hamoy’un gösterisi bitsin, törene beş dakika ara verin…” dedi.
Verildi.
Polisevi’nin kesilmeyi bekleyen
kurdelesine doğru koştu Ayaz…
Kırmızı kadife minderde uzatılan
makası pas, kurdeleyi alttan geçti,
açılmamış binaya daldı, 5-10 dakika_ kaldı, çıktı.
Uç saatlık tören boyunca tam
üç kere tekrarlandı bu sahne… Nihayet kurdele kesildi, katlar gezilmeye başlandı. Orası, burası, bölümler tanıtılıyor. Sıra tuvalete geldi.
“Daha önce burasını görmüştüm!” dediAyaz…
maya ,bekleriz efendim…
“Binaenaleyh…” diye cümleye girmişsiniz. Bükreş sokaktaki camiye, cu
DOKTOR VENGLOŞ “Akademik haysiyet” diye bir şey var. 1983 yı2 lında üniversiteden kovulup yedi yıl sonra mahkeme kararıyla döndüğümde, hemen ertesi gün istifa etmiştim. Nerede doktora verdiğini (kelime
oyununa dikkat!) bilmem, ama, hem doktor, hem doçent, hem profesör bir
ağabeyine kulak ver, işi uzatma… .
Bir sigara
eılimlik vol
RZURUM’dan (hha) Cem BakırEcı kardeşimizin bir haberi ilişt_i
i güzüme… Otuz sekiz ilde yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’deki sigara tiryakilerinin yüzde 30’u, ya
alaturka tuvalette çövdürürken, ya
alafrangasına tünerken cigarasını tüttürüyormuş… Içilen her 5 sigaradan
1’i Istanbul’da, onun biraz daha azı
Ankara’daymış… Uçüncü sırada Bursa varmış…
Buraya kadar şaşırtıcı bir şey yok
aslında… Tiryaki bu, yer-zaman gözetmez, canı çekti mi içer. Asıl ilginç
mesele, niye tuvaletin tercih edildiğinin gerekçesi…
Yüzde 75 tiryaki, “Koku duyulmasın diye!” cevabını vermiş…
Araştırmanın eksiği var. “ljlangi
koku?” diye sormamışlar… Uzeri
_nize afiyet, ben de orada içmeye ba
yılırım, tadına, kokusuna doyulmaz.
“Bir darbeyi haklı
kılacak tek şey başarıya
ulaşmasıdır…”
(Thomas Read, 1878)
ERDAL İNÖNÜ Üzüm üzüm:
1 dür, ha tombulundan “çavuş”,
ha sıskasından “razakı”… Birbirlerine bakıp durur, sonrada beraberce
kararırlar. Baba size baktı, monden
(ve modern) hale gelmeye başladı.
Giyimiyle, kuşamıyla, öztürkçele’şen diliyle… Siz de, geçenlerde,