3-0, 5-0, 2-0: Parayı pul lirayı “kuruş” yapanlar

PAZAR, 28 Haziran 1998

3-0, 5-0, 2-0: Parayı pul

lirayı ‘kuruş’ yapanlar

SKlDEN “Para pul oldu!”

diye sızlanıp ağlaşırdık. Şim
di, çağ atladık, “Liramız ku
ruş oldu!” diye zil takıp oynuyoruz neredeyse…

Dünya değişiyor. Paramızdan üç
tane sıfır (3-0) atılmasını henüz içimize sindirememişken, beş adet sıfır (5-0) atılmasına seviniyoruz…

Dünya Kupası’na, futbolun skor
tabelasma endekslendik…

Rakamlarla konuşuyoruz. 3-0 mı,
5-0 mı?

Ben ekonomiden anlamam… Onar yıllık muntazam aralarla, “Ekonominin başma hangi mühendis gelsin, hangisi
gitsin?” diye kararsızlık gösteren askerler
de pek anlamaz… Ekonomi profesörü
Tansu Çiller hiç

Peki, kim anlar?

*i*

Aritmetiğin dört işlemini beceremeyip
Balıkesir lisesinden kovulan, ama. sonralan. topçu trigonometıisinde dehâlaşıp devletin basma geçen birinden alıyoruz bunun
cevabını…

“Hesap-kitaptan hangi meslek erbabmm .anladığını sorduk, soruşturduk, mühendisler olduğunu öğrendik.
Birini yolladık, öbürünü getirdik…”

Ekonomiden niye en iyi mühendisler
anlar?

İktisat mizahçısı Prof. Dr. Ergun
Türkcan söyledi.

“Mühendisler öğrenmeye meraklıdır da ondan… Eşek sırtında okula
giderken, ırmak ortasmdaki sandalda
debi ölçerken, uçak kapısında şapga
sallarken bile öğrenmeye devam
ederler…”

O kadarcık değil elbette… Dahası var.

“Mühendislerin umûmi kültürleri
derin. engin, zengin ve çok boyutludur. Halkbilim yanlan kuwetlidir.
‘Borç yiğidin kamçısıdır’ gibi folklorik
özdeyişleri siyasal-mali kültürümüze
kazandınrlar. Mantıkbilimleri devamlı çalışır. “Daha çok ihracat yapmak için
daha çok ithalat yapmanız lâzım’ veya
‘Çok borç dış itibara ‘ışarettir’ gibisinden
tutarlı mantıklan Aristo’ya bile taş çıkartır. Mühendistîrler zâten… ‘Ev alma, köprü al’ diyerek inşaat sektörüne
kolayca hız katarlar. ‘Artık trilyonluk
bütçe açıldannı telaffuz etmeyi öğrenmeliyiz’ diyerek matematikten ziyadesiyle
nasiplendiklerini gösterir. ‘Çâhâimak istemeyene işsiz denir’ diyerek sosyal politika alanını da boş bırakmadan..”

i’ i’ ‘k

Mesele anlaşılmıştı. Son bir soru sordum Pmf. Türkcan’a…
“Asker-mühendis taifesi _bu işi iyi

&URIHAN- FİŞEK ” *e

ka..

anladığına göre, paracıklarımızdan
üç-beş sıfır atına meselesini ne yapacaklar?” _.

Derin bir nefes` aldı Ergun… Once bilimsel bir durum tesbiti yaptı.

“GalbraitHe göre, ekonominin iki
düşmam vardır. Biri kâğıt para, öbürü Hintlilefin icat edip Araplar’ın
yaydığı “sıfır kavramı…”

Sonra, asker-mühendis matematiğindeki “sıfır” kavramıyla, enflasyonlu ortamdaki “iktisadi sıfır” kavramının farklı olduğunu anlattı.

“Mühendis-asker koalisyonu muhafazakar olur, düşünceleri zor ve
ağır değişir. Meselâ, onlar için değersiz sıfır, soldaki sıfırdır. Oysa, ekonomide, para işlerinde değersiz olan
sıfır, sağdaki sıfırdır. Paranın sağında ne kadar çok sıfır varsa, o para o
kadar değersizdir…”

Oyleyse bütün lüzumsuz sıfırlan atalım
gitsin…

Dilim tutulsun! Gülmeye başladı Ergun…
“Attım gitti demekle olmaz… Birinci savaştan sonra Almanya başardı, 1967’de Fransa başardı, ama, onlardaki para operasyonu, köklü iktisadi reformlarla destekliydi. Makro
dengeleri yerli yerine oturttıılar, dış
ödeme ve bütçe açıklannı kapattılar,
enflasyon hızını neredeyse sıfırladılar. Bolivya yapamadı, Brezilya beceremedi. Son ikisindeki ‘sıfır atma’ operasyonu. defter tutan muhasebecilerle zırt-pırt etiket değiştiren esnafa
yaradı. Fazla rakam yazmak zalımetinden kurtuldular…”

i**

Ekonomiden anlamam, ama. 1986’dakı’ paıasından 3-0 atarak cruzaddyu çıkarmıştı Bolivya… Paranın sağındaki sıfırlar enflasyon şartlannda tavşan gibi ürediği
için. üç yıl sonra, üç sıfır elßiğiyle “yeni
crıızado” piyasaya sürülmüştü. Şimdi.
gündemde, beş sıfır elsiğiyle “özyeni
auzado”

Futbolcu deyimiyle. enflasyonist ortamda. 3-0 da, 5-0 da atsan, fark etmez… Bakkal-manav etiketinden
sâdece 2-0 atılır.