2008’i unut, 2004’e bak!

20081 unut,

oylamasını televizyonda izleme
sine izledim de, Eurovision finallerini izler gibi izledim. Bir tek şarkıcılar
eksikti, sonunda “koro halinde” onlar
da çıktılar.

_Bir tanesi bizden, yedi oy aldık.

Ilk turda elendik.

Oysa, Tansu
Çiller’i bir güzel
gaza getirmiştik:
“Siz oraya gidip
selis üslûbunuzla,
sular-seller gibi
akan ingilizcenizle
bir nutuk irâd
eder, Savar0na’nın
muhteşem dekorunda bir de kokteyl verirseniz,
olimpiyatları Istanbul’a alırız… Hülya
Avşar’a fark atan
seksapeliniz, Prenses Carolinefi yüz .
kere su içmeye götürür, kuru boğazla
geri getirir…”

Çiller bu gaza geldi.

Analığı, kadınlığı, haute c0uture’ü,
cinselliği ön plana çıkaran “imaj yaratma” taktikleri para etmez… Alaturka
kurnazlıktır, kurnazlıksa, zekânın yozlaşmasıdır.

DÖRT tur devam eden olimpiyat

*A* ‘A’ ‘k …A

O konuda fazla kitabına raslamadım, ama, Tansu hanımın iktisatçı olduğu söyleniyor. Hatta, bu konuda, profesörlüğü bile varmış… Yani, parmak hesabına yatkın…

Kurthcın FlSEK

2004’e hakl.

Âhir ömrü daha çok gider, ama, siyas* ömrü yeter mi, pek bilmem… 2008
olimpiyatlarını unutsun, Paris alır.
2004’e baksın… Biraz da panrıak hesabı yapsın…

‘k ‘k i’

İlk turda elenen İstanbul’un 7 oyu
vardı. Türkiye, Meksika, Rusya, Tayvan,
Italya ve 2 üyeli
Yunanistan… Bizimkiler elenince,
oyların 5’i Pekin’e,
2’si Manchester’e
gitti.

Ikinci turda
Berlin elendi. Berlin’in aldığı 9 oy,
üçüncü turda, Pekin’e (3) ve Sidney’e (7) dağıldı.
Manchester 2 oy
eksik alarak elendi.

Dördüncü (ve
son) turda, Manchester’ın Il oyundan 8’i anglofonik Sidney’e gidince, Pekin olimpiyat hayallerinin üstüne bol
karbonatlı soğuk soda içti.

i’ ‘k ‘A’

Mesele “imaj yaratma” meselesi

ÇiIIer’in cinsel imajını, Türkiye’nin
ekonomik (ve ars-ı ulusal) imajı baştan
sildi götürdü 2004 sahiden isteniyorsa,
bir an önce yüzde 65-70’lik enflasyon
problemini hâlledelim, sonra, 2 Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ndeki oy kaymalarının dünya dengelerini yansıttığını
bilip kararımızı verelim…

Biz kimiz, neyiz, neredeyiz?

YOK ARKAD

”Ş
-, Eâ ..

sunusu sıızşsy l”

ı .
TANSLFVLJ

a em ez.

%104”

(talebinin cicekleri
Çiller’in cicekleri

İR GRUP DYP’li ANAP dönemi baB kanlarından lşın Çelebi’nin çiçek fa
turalarının devlet bütçesinden ödendiğini öne sürmüş, devleti zarara sokan
bu uygulama yüzünden, önce soruşturma
açılmasını, sonra da Çelebi’nin Yüce Divan’a sevk edilmesini istemişlerdi.

Kısasa kısas! Mukabil bir soruşturma
önergesi getirdi ANAP’lılar… Başbakan
Çiller’in bakanlık (ve başbakanlık) koltuğuna oturduğu günden bu yana gönderdiği çiçeklerin faturalarının incelenmesini
istediler.

Duyduğuma göre, Çiller sinirlenmiş
buna… DYP grup başkanvekillerini çağırtıp, “Böyle tuhaf inatlaşma yakışıksızdır,
meseleyi ‘kısasa kısas’ havasından çıkarın!_” demiş…

Iki partinin grup başkanvekilleri bir
araya gelmiş… Çiller’in dediği olmuş,
ama, istediği olmamış… Soruşturma önergesini karşılıklı olarak geri çekmişler…

Yolsuzluklarla, usûlsüzlüklerle mücadelede nasıl ciddiyet ama?

“Her karanlık
gecenin aydınlık
sabahı vardır…”

(John Keats,
1818)

«4 -j/Ã

Sürümden kazanmak için
çok konuştuğunu, kendini konuşmak zorunda hissettiğini biliyorum, ama, ipin ucu kaçtı.

Doğruyol kulislerinde ağlaştın: “Seçim böl emdeki valiyi

bile d ‘iştirem im… Ne biçim
içişleri akanlığı bu?”

Sen bilirsin…

_ Tansu Çiller’e yaranmak için
Istanbul Valisinin üstüne gittin…
Kozakçıoğlu 0 2 milyarlık para
transferinde sütten çıkmış akkaşık mıdır, bilmem, ama, müfettişler yüklendi, araştırdı, soruşturclu, Çiller istekli, baba isteksizdi.

Kozakçıoğltrnun raporu temiz çıkınca, Teftiş Kurulu Başkanı Namık Günel’le Hukuk
Başmüşaviri Erol Akd0ğan’ı gö_revden aldın, merkeze çektin…
içişleri ve dışişleri literatüründe,
“merkez” demek, “kızak” demektir.

, Yaptığına “ayıp” denir.

“Mehmet Sincar’ı PKK öldürdü!” diye demeç vermen yetmiyormuş, tahkikatın selametini
saptırman kâû” gelmiyormuş gibi,
bıyık traşınla, tebessümünle, yüz
teşekkülâtınla ünlü bankerlerimizden birine benziyorsun…