17 Ekim’de bebekler yaşasın!

yi açıkladı. 17 Ekim’de “iş bırakma”, “hasta bakmama” eylemi yapılacak… Yapılır. Doktorların hakkıdır.

Yeni okul bitirmiş bir doktor 6-7 milyon lira alıyor. “Profesör” unvanı edinip meslekî bilgisinin, hünerinin sonuna
gelmiş bir doktor devlette çalışıyorsa,
muayenehanesi yoksa 15-20 milyona
çıkıyor.

“Çuvalla para,
harca harca bitmez!” demek olmaz…

Doktorların çoğu kendi aralarında
evlenir, çocukları
da büyüyünce
kendileri gibi doktor olsun, hasta
baksın, şifa dağıtsın
ister… Çocuk iki tane oldu mu, aylık
okul masrafları
maaşın dörtte üçünü alıp götürür.

Ameliyat olacak olsam, korka korka
giderim doktora… Kalbime, karaciğerime, kataraktıma müdahale ederken, ç&
cuğunun gecikmiş okul taksitinde aklının kaldığını düşünür, korkarım…

Demem o değil… “Haklı” oldukları
bir günde doktorlara tavsiyem var. Bari
bebeklere baksınlar… özel nöbetçi tim-ru
ler kursunlar, “Bebeklerinizi getirin,
tam muayeneden geçirelim!” desinler…

Hayır duası alırlar.

t**

Türk Tabipleri Birliği merkez konse
17 Ekim’de bebekler

MUAVENE

Kurthcın FISEK

Türkiye’deki bebek ölümleri (O-1 aş
grubu) cinayete, katliama dönüştü.

0 Doğan her 1.000 bebekten 70 tan l i,
birinci yaşgününü göremeden ölüyorýls

9 Sarılık, beslenme bozukluğu, dizalnteri, kanlı ishal gibi şeylerin öldürenle
diklerini doğuda, güneydoğuda PKK te
rörü hâllediyor. g
G) Bebek fakir aileden geliyorsl ,
“yeşil kart” hak
getire… l
Anasının, babasının fakir oldılığunu belgelemetsi
yetmiyor. Bebeğin
de “fakir” olduğünu belgelemesi g’ .’ rekiyor. Yani, an;
babasının yeşiil
kartını kullanamlyor bebek… Hastane kapısından çevriliyor, “hayır ve
insaf sahibi” birileri aranırken de, büyük ihtimal, yollarda,
taksilerde, ana kucağında ölüyor.
*t*
17 Ekim 1993 tarihi, “Bebek-Çocuk
Sağlığı Günü” olsun…
lki yaşını doldurmamış her yavrumuza o gün lıastanelerin, polikliniklerin
kapısı parasız açılsın… Yetişkinlere bakmasınlar… Bugüne kadar yaşadığımıza
göre, bir-iki gün daha idare ederiz…
16 Ekim günü bir teklifim daha
olacak…

ı
ı

EDEMGYORUM.

VHSÜSIIİl
mes.

i ÖHüMûZ kıs. İSTER MFSİN

ro GiYME vEızGlsi’
Isi’

“RANCOL VER&

GETiZâİNLER

Güniz sokalrın
bitmeyen çilesi

Türkiye’nin talihsiz sokakları vardır.
Abanoz sokağı talihsizdir, civarda oturan herkese “fahişe” gözüyle bakılır. Sor
_ magir ve Pürtelaş sokakları talihsizdir,

yakınından geçtin mi, “dönme” gözüyle
bakarlar.

Siyaseten talihsiz sokaklarımız da vardır.
Meselâ. Güniz Sokak… Cumbabamızın orayı mesken tuttuğu günlerde, sokağın sakinleri, hem polisten, hem vatandaştan şikâyetçiydi. Gürültü bir yandan, yok “Baba geliy0r”, yok “Baba gidiyor” vâveylâsı öbür
yandan, gelgit saatlerinde trafiğin kilitlenmesi beri yandan, hayatlarından bezmişlerdi.

Cumbaba yokuş tırmandı, birkaç sokak
yukarıya çıktı, Güniz’liler rahat ettiklerini
sandılar. Yanıldıklarını hemen anladılar.

Şimdi “Çiller Felâketi” yaşanıyor sokakta.

Her ne hikmetse, Çiller’in katıldığı bütün resepsiyonlar, dâvetler, açılışlar Hilton’da oluyor. Yani, Güniz Sokak çıkışının tam karşısında…

Baba halk adamıyclı, korumaları öha
uyardı.

Yani, fazla sertleşmezlerdi.

Tek istikâmet kuralına uyan şoförlerin,
ters istikamete giren polislerce kaç kere
cezaya çarptırıldıklarını biliyor musunuz?
Duyduğum kadarıyla, 48’i bulmuş şimdiden… .

Ne o? Dünya-ahiret bacımız resepsiyona geliyormuş…

ERMAN ŞAHİN

emleketin mevzuatı artık iyiMce komikleşmeye başladı.
Aslında, “mevzuat” aynı da, değiştirmeye çalışanlar kadar, değişiklik istekleri de komik…

Belediye başkanlarının “iki
dereceli” seçimle işbaşına gelmesi isteniyor. Solun eti-budu belli,
popoları çatlasa yüzde 40’i bulurlar. Geriye kaldı yüzde 60… Eliminasyoıı usûlüyle bütün belediyeleri “sağ partiler” götürür.

800 yıllık “ayakbastı parası”,
adı değişerek, “Konaklama Vergisi” olacakmış, turistik bölgelerdeki otellere, motellere, pansiyonlara gidenler para verecekmiş…
Brehhhh! Ondan gelecek para,
çöpçü nıaaşlarına yetmez…

Sosyal clemokratları “keriz”
zannetmek moda haline geldi.

Aslında, şaşmamak lâzım…
Kişi sabahları kendisini nasıl görürse, gün boyu gördüklerini öyle
zanneder. Bu inanılmaz “yerel
yönetim reformu”nun mimarı
Şahin’in hangi partiye kayıtlı olduğunu söylemiyorum. Ya kendisi söylesin, ya bilmeyen bilenden
öğrensin…

7 v “Irkçılık çocukluk
‘ ” hastalığıdır.
İnsanlığın
kızamığıdır…”
(Albert Einstein, 1934)