12 Eylül’e kadar sabredelim!

Kurfhcın FISEK

12 Eylül’e kadar salıredelim!

yor. ll Eylül’ü 12 Eylül’e bağ
layan tarilı` gecenin sonunda,
SHP’nin yeni bir genel başkanı olacak…

Gazetelerin “seri ilanlar” sayfalarında kaç zamandır devamlı çıkan çağrılara, teyzesinin, eniştesinin, amcasının, yengesinin kendisini affetmesine rağmen, epeydir “kayıp” olan mahdumbey yuvasına
dönmedi.

Demek ki, üç evlât adayından biri gelecek… Murat Karayalçın, Aydın
ÇUven Gürkan, Yüksel Çakmur…
Uçünden, pardon, üçün biri…

Pazar günü Ankara’ya kesi_n dönüş yapınca, işin rengi değişti. lş cidd^leşti.

B İRAZCIK sabretmemiz gereki
i***
Ortalık “lağım kokmuyor”.
İstanbul’dan bakıldığında (ve konuşulduğunda), lSKl’nin patlayan
kanalizasyon borularının sızıntıları

yüzünden, Ankara’yı sular, seller
götürmüştü. Istanbul’da toplanan
avantalar, ya partiye (SHP), ya metreslere gidiyordu. SHP genel merkezine nezaket ziyaretine gitrnek isteyenler bile, yüklüce rüşvet talep ediyorlardı. Devleti kuran parti, devleti
çökerten parti olup çıkmış, oylarını
sıfırlamıştı.
Vesaire vesaire vesaire…

i***

Uzun bir ayrılıktan sonraki ilk
Ankara sabahımda baktım, durum
hiç de öyle değil… Havaalanında tesadüfen karşılaştığım bir SHP’li dostumun Nurdan’dan, Feray’dan haberi yok…

Işin ilginci, Nurettin Sözen’in ettiği, herkesin güldüğü lâfa katılıyor
SHP çoğunluğu… “Biz bu işten kuvvetli çıktık. Marazdan kuwet çıkar…”

SHP kulislerinde azıcık dolandım, dolaştım… Adaylardan hiç biri,
birbirlerine o “beklenen” çamurları
atmıyor. Başkalarının yaptıklarını
değil, kendi yapacaklarını anlatıyor.

SHP ve ecdâdı için tuhaf, alışılmadık bir gelişme…

Biraz kafamı toparlayayım, daha
net konuşuruz…

1939 yılının Mayıs’ında “Köylü
ve fakir halk için ikinci nev’i ekmek
çıkartalım!” diyen Besim Atalay’ın
partisini bırakmıştım Ankara’da…

1954 yılının Mayıs ayında, “silkelenme ve yenilenme” çağrısında
bulunmak için, “Programda mı, tüzükte mi, kafalarda mı, yolsa insanlarda mı ıslahat yapalım?” diyen Cemal Reşit Eyüboğlwnun partisini
buldum karşımda..

Kırk yıl aradan sonra…

Yanılıyorsam affola!

g\

**cm4

SHP’nin Iıuruk
Kurultayı…

OSYAL demokratlar kuSrultaya “buruk” gidiyor.
_ Bakanlar arasında bir tek
Ibrahim Tez tavır koydu.
Hemşerilik bağları sebebiyle,

Murat Karayalçın’ın kurduğu
seçim irtibat bürosunun başına geçti, oturdu. Karayalçın
kazanırsa, yeri, takası sağlam…

Aydın Güven Gürkan biraz sinirli… Mevcutların solundaki oylara yöneldi, sos
yal demokrasinin solundaki.

oylara fazla güven olmayacağı için, hangi birilerine güveneceğinl kestiremiyor.

Yüksel Çakmur’un uzun
boylu sıkıntısı yok… Programı
ortada, ŞHP (ve Türkiye) istemezse, lzmir’e yeter de artar
bile…

Tolga Yarman’ın destekçisi yok… “Platform – prensip
koyma” savaşı veriyor. On
yıldır bıkmadı. Bilcümle sosyal demokratların azıcık daha tutarlı olmasını sağlayabilirse, yanına kâr kalır.

Peki, ne olacak şimdi?

Bana ne?

Onlar düşünsün… Ben de
oyumu ona göre veririm…

MEHMET MOĞULTAY

Watergate skandalını
Washington Post’un iki
muhabiri çıkardı ortaya…
Ilk yazılanlar dedikoduydu,
ama, çıkartılan her dedikodu belgeleri de beraberinde
getirdi.

Olaylar (ve belgeler)
zincirinin devlet başkanı
Nix0n’a ulaşacağı anlaşılınca, Nîx0n’ın kuwetli sağ
kolu Haldemann basına
kükredi: “O patroniçenize
söyleyin, gazeteyi katlar,
münasip yerine dürterim…”_ ı
ISKl skandalında şerefli
bir “itici kuwet” rolü oynuyor basın… Peki, zât-ı şahaneleriniz ne yapıyor?
Haldemannvâıı’ bir üslûpla,
başta Hürriyet, bütün basını suçluyor.

Tarihin tekerrürüne sebep olanlar, ondan ders almayan aptallardır.