Noolacak bu memleketin hali?

lM yakalarsa soruyor: “NoKalacak bu memleketin hali?”

Kimi yakalarsam aynı cevabı veriyorum: “Bilsem sana söylemem, kendime saklarım, ‘Büyük Türk Büyüğü’ olarak tarihteki haldı yerimi alırım…”

Bıkkınlık veren sorular vardır,
kusturan cevaplar vardır.

Yazının başlığı onlardan biri…

ş *k i› t _ ,

Refah Partili belediyelerin
Konya’yı beş yıl önce “pilot böl
‘ ilan ettiklerini, maliyete “faız” katmayıp ekmek, su, ulaştırma maliyetlerini alabildiğine düşürdüklerini yazdım.

Hemen açıklama geldi:
“Haklısınız… Hizmete önem veriyoruz, ama, bütçelerimizi
denkleştirmekte zorlanıyoruz…”

eiıı e ııiııîıvs
i

ııIIı Iıu memleketin Iiali?

Arkasından tepki geldi:
“RP’nin Empa asını yapmak
sanaını üştü an?”

*k ‘A’ ‘A’

Sosyal demokrat dostlara “sitem etmek” anlamında giydirdim.

Hemen açıklama geldi: “Aslında işin doğrusu şöyle …… ..”

Tepki gecikmedi: “Sosyal’ demokrasi çok önemli bir ça atlamanın eşi inde… Geveze ik etme, turp sı halkın sosyal demokrasiye olan güvenini sarsıyoısun…”

Artık aynı şeyi söylemekten
bıktım: “Hayatımda sosyal demokrat olacak kadar sa kaymadım. Bu biirrr! Sosyal demokrasiye olan güveni sosyal

m

demokratlar 105 yıldır sarsıyor,
o çorbada 10,5 aydır bulunan
tuzum mu gözünüze battı?”
i’ i’ *k

Çalışanlardan yağmurlu günde bile su esirgemeye teşne olan
bazı sağyelpazedaşlar karşılıklı
nezaket ziyaretlerinde bulunuyor. “Kadının ri evdir, evinde
otursun, çocu larının tahsiliyle

uğraşsın, türkçe öğrensin, ingi- _

lızce öğretsin…”
‘k ‘A’ ‘A’

Diyalektik mantık da yürüyor
bu arada…

“Küçülerek büyümek…”

Aslında, bugüne özgü değil…
On dört yıldır var.

Bazı kuruluşların (ve kişilerin)
nasıl büyüdüklerini herkes biliyor. Onlar “hüdâ-i nâbit” değil,
“hüdâ-i zabit”… Enver Paşa’nın
kıratı üstündeki Babıâlf baskınına
“nostaljik takılıyorlar”.

Küçülsün de büyüsün ninni! ‘
i’ i’ ‘A’

Düşünmekten, kafa yormaktan bıkma aşamasına geldim.
` Kafa yormanın tek katkısı, kafanın yorulmasıdır.

_.__,

i ÇLLER IMF’YE sö VERDİ… i

81:20 DE.
TuTMAsı

“Gömıediklerimiz ‘yok’ demek
– değildir…”
(Aldous Huxley, 1944)

AY__DIN GUVEN
GURKAN
TEMSİL ettiğini iddia ettiğin
parti içi muhalefetin platformunu tam olarak kavrayamadım.
Zâten, “platform” dediğin kavranmaz, üstüne çıkıp tepinilir.
Bundan 7-8 ay önceydi. Hükümetin “tâciz edilmesi” ama
_cıyla, Ankara’ya Orhan Taşan
lar’ın tâyinini aynı ” ‘ içi muhalefet” olarak sizlegasıûatığlamıştınız… Şimdiyse, ağzı var, copu
yok içişleri bakanını eleştiriyorsunuz…

CHP’ye-mi, DSP’ye mi göz
kırpalım? Kim daha uygun?

Sine-i millete mi dönelim,
dümensuyunda mı gidelim?

IMF umacı mı, kurtarıcı mı?
Hiç birinde tık yok… Ama,
“muhalefet var”.

Iktidardayken bile muhalefet
eclerı tek partiye böyle parti içi

muhalefet de enikonu yakışır.

ııııl atsan
hasarları glrlvorlar!

ENELKURMAY başkanı
G Güreş tavrını cîdd*
şekilde koydu: “Kuzey
komşumuzla cidd* problemlerimiz var…”
1946’dan bu yana uzun boylu

‘ bir problemimiz yokken, 2000’e

altı kala ne gibi problemlerimiz.
olabileceğini merak ettim, Trab
zon-hha’dan öğrendim.

Fuhuş yaparken Trabzon Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yakalanıp, sınır dışı edi/mesi için
Sarp Sınır Kapısı’na teslim edilen
Vera Danilel<, tuvalet penceresi# den gizlice kaçarak tekrar Trab zon 'a geldi. Iki gün_ sonra tekrar; yakalanan Vera, 'Ulkeme gidip sahte pasaport ile dönmem masraflı olacaktı. Bu nedenle mg mur/arın dalgın/ığından yararları dım. Bu kadar kısa zamanda ya. ka/anacağımı hiç sanmıyorduml ı dedi.