Niye “sıfırcı hoca”? (625)

İYESİ
Niye “sıtıreı hocam.? (625)

armak hesabını mış adam… “Bunun
üç kere tekrarla- özelliği ne?” diye

dım, hep aynı sormuş…
çıktı. 625 gün bera- “Vallaaa, biz de
ber olmuşuz… bilmiyoruz, ama,

bunu gördüler mı’,
öbürleri ayağa
kalkıp ‘hocam, hocam’ diyorlar. Herhalde bir bildikleri
vardır…”

llk yazımı hatırlıyorum. llk karikatürleri unutrnuyorum.

Beraber hatırlayalım.

Yarım asırlık (az

L
geçkin olabilir) haya- ıu *i*
tım boyunca, ikisi _F_ . _ Güzel günlerimiz

benğen genç, ikisi ı- .
ben en i tiyar, dört ` _
kişiye özendim. 12 Ekm’ 1992
Gençlerden aşağılık kedi _Garfield ‘le aşağılık köpek Değer/üye… İhtiyar takımından aşağılık petrolcü Ceyar’la aşağılık
kamışçı Marcus Antonius’a… v

Bu sonuncusu bence önemli… Kaçta
kaçını kendisi söyledi, kaçta kaçını Sha
oldu, beraber güldük, beraber küfrettik. Topluca tekzip
yedik, topluca tehdit mektubu aldık.

En neşeli günlerimdi. Iki Bülent’le beraber olmak zevkti. Kısmetim, çift B’den
açılmıştı, Burçin’le Banu çilemi çok çektiler, onlarla çalışmak da büyük zevkti.

625’inci günde hoşçakalın diyorum

kespeare ona söyletti, bilmem, ama, sizlere…
“Biz buraya $ezar’ı_ öwneye göm- _ Cangüzeli, candost Yalçın Pekşen gemeye geldik!” (MÖ. 44) demıştı. Kulağı- lıyor bu sütunlara…
ma küpe, hayatıma düstur oldu. Kimseyi Merak etmeyin (veya sevinmeyin),
övmüyoruz, herkesi gömûyoruz. ben gitmiyorum.
*i* Komşu sayfalardan birine beklerim
efendim…

Benim de beşeri zaatlarım var, başka
30 Haziran 19!
l PERŞEMBE

Türkiye’ye turist
nıye gelmez? o

ürkiye’nin turizmi kan ağlıyor.

TYüzde 10-15 kapasiteyle çalışıyor

d oteller, lokantalar, pansiyonlar,
ça ırlar…

Sarıyer civarına yolum düştü, etrafıma bakındım, tek bir Arap turist yok…
Eskiden sürüsebil gelir, çuvalla petrodolar bırakıp giderlerdi.

DYP-SHP koalisyonunun önde gelenleri, “komplo teorileri” üretmeye
başladı. “Turistik yerlere RP’|i beledi lan, belediye meclisi üyeleri

‘m oldular. Turizm gelirine ihtiyaçları yok, küresel (global) düşünüyorlar,
Suud` Arabistan’a ve bilcümle müslüman ülkelere haber saldılar, ‘turist
ggnjderrıııeyin, çökerse yakında
ı ı arouruz’ ier…”

Bu ilginç teori üretilirken, Nihat Akgün’ün oğlunun Çırağan Sarayı’ndaki
sünnet düğününde tabancalar patlıyor,
parça tesirli bombaların öldürücü parçalarıdMarmarisTe, Kuşadası’nda uçuşuyor u.

Abdülkadir Ateş’in canı sıkkın…
” u duâuma göre, Çırağan’daki düğü e i kurşun’ Mehmet Ali Yılmaz
tarafından sıkılmış, arkasından ülkücüler yaylım ateşi açmışlar, oteldeki paralı turistler ‘basıldık’ diye sokaklara,
pencerelere uğramışlar. Turizm böyle
patlaısa, ancak elinizde patlar…”

lannı öwneyi sevmem, övünmeye, hele
övülmeye bayılırım.

Canımdan aziz editörümün bana yakıştırdığı “sıfircı hoca” sıfatı, yirmi senelik üniversite hayatımda kimseyi sınıfta
bırakmadığım halde, damgalı eşeğinki
gibi tuttu, yafta gibi boynuma ası/dı.

“Hoca/ik” nereden geliyor, merak
eden varsa, oradan gireyim söze… Beylik bir papağan Ükrasıyla…

Adamın biri papağan almaya gitmiş…
Gördüğü ilk papağan, alaca/ı bulacalı,
heybetli bir mahlûk… “Kaç paıa?” diye
sormuş…

“670 bin lira… ”

I/Niyez/l

“Dağarcığında 67 kelime var…”

Dağarcıktaki kelime sayısına göre fiyat artmış… ›

Sonunda gelmiş/er, dipteki en uyuz
kılık/ı, tüyleri dökük, ağzında sigara, boğazında öksÜrÜk-tıksırık papağana… “Bu
kaç para?” diye sonnuş…

“On beş milyon…” _

Papağana hayretle bır defa daha bak
DÜNYA BMW

KEÇETELEKİ
YAPıLıR x

K_URTHAN
FIŞEK
Iektrikli
sandalyenin son
konuğu ‘olmaya
epeydir kararlıydım.
Dile kolay, 625’inci
misafir… Amma da
elektrik sarfiyatı
yapmışım…

625 günün
muhasebesini
yaptım. Birkaç
tekzip, bir-iki
mahkûmiyet oldu.
Kırdıklarım,
üzdüklerim oldu.
Olacak o kadar…

Bir tek kişiye
utanç borcum var.
Eski
başbakanlarımızdan
Yıldırım Akbulut’a…
Dil tökezlemesi,
beyin-daktilo
sürçmesi deyin,
kendisi için
“mahlûk” tabirini
kullandım. Yazarken
değil, ertesi sabah
okuduktan sonra
yerin dibine battım.
Telefonda bin kere
özür diledim.

Giderayak
söylüyorum, tek
utancım budur.

Fazla sesini ı
çıkarmadığın için
sana ayrıca bir de
gönülborcum var
sayın başbakanım… ı
Hazır elektrik
kesintisi varken,
voltaj düşükken,
kendimi misafir
ediyorum bu
sandalyeye…

ı .

?l

“Başkan seçildim,
şaşırdım. Amma da
çok dostum vamıış…”
(Dwight David _
Eisenhower, 1952)

p..
r