Kurthan’ın tatlı belası Emin Çölaşan’dı

Tufan Türenç / Hürriyet

Kurthan Fişek kendine özgü bir insandı. Cin gibi zekiydi. Sözünü, lafını esirgemez, sevdiğini sever, sevmediğini de sevmezdi. Duygularını hiç saklamaz, herkesin yüzüne söylerdi.

Yılların hocasıydı. Yüzlerce, binlerce öğrenci yetiştirmişti. Öğrencileri arasında adı “Sıfırcı Hoca”ya çıkmıştı.

Öfkesi burnunda pırıl pırıl kalpli bir insandı. Zaman zaman oturur dertleşirdik. O sert görünümünün altından yumuşacık bir insan çıkardı.

Emin Çölaşan’la, Kurthan çocukluk arkadaşlarıydı. Emin, Kurthan’ı sürekli işletirdi.

Bir gün Ankara büroda Emin’le otururken “Dur Kurthan’ı işleteyim” dedi. Kurthan’ın odasını aradı ve sesini değiştirerek konuşmaya başladı:

– Alo buyurun.
– Kurthan Bey’le mi görüşüyorum.
– Evet benim.
– Hocam ben sizin yazılarınıza hayranım. Sizi okumadan güne başlayamıyorum.
– Çok teşekkür ederim.

Emin beş dakika boyunca durmadan sözde bir okuru olarak Kurthan’a övgüler yağdırdı. Kurthan dört köşe. Emin birden konuşmasını değiştirdi:

– Ulan hıyar ne çabuk yedin.. Öyle b.ktan yazılar yazıyorsun ki seni kim okur be. Dünyadan haberin yok.

Kurthan çılgına döndü ve biraz önce teşekkür ettiği okurunu kalaylamaya başladı.

Emin de okuru olarak ona bastı kalayı. Kurthan delirmişti.

– Gel ulan gel erkeksen karşımda konuş da göreyim.
– Geldim ulan geldim. Senin gazetenin önündeyim. Erkeksen sen gel aşağıya.
– Bekle şimdi ananı bellemeye geliyorum.

Paldır küldür merdivenlerden aşağı koştu. Biz de Emin’le pencereye koştuk. Kurthan gazeteden sokağa fırladı, tanımadığı okurunu aramaya başladı. Baktı bekleyen kimse yok.

Emin pencereden bağırdı:

– Kurthan kimi arıyorsun? Ulan telefondaki okurun bendim. Sen her seferinde bu numaramı yiyecek kadar hıyarsan ben ne yapayım?

Kurthan çılgın gibi yumruğunu yukarı doğru sallayıp “Ulan Emin, bunu unutma. Bunun acısını senden çıkarırım” diye bağırdı.

Allah rahmet eylesin çok sevimli ve renkli bir insandı. Babıali’ye kolay kolay gelmeyecek tiplerdendi.