27 Mart büyük meydan muharebesi…

‘adaylarına soru s0

için, hem partiler arasında, hem

partilerin içinde “büyük savaş”
başladı. Eski dostlar “düşman”, eski
düşmanlar “müttefik”, eski camlar
bardak oldu. .

İstanbul’daki “büyük meydan muharebesi” büsbütün kızışık…

“Benim babam senin ananı döver!” diye girizgâh yapıldı.

“Ben senin ananı,
babanı…..” diye devam edip gidiyor.

Işin garibi, dünyanın en büyük on megapolünden biri olan
istanbul’un belediyesini isteyen bir tek “İstanbullu” Fatih’in ku- lu yok.

Istanbul büyükşehir belediye başkanı

B üyükşehir belediye başkanlıkları

run…
Tek bir soru…

İstanbul’un ilk neresini gördü
nüz?

a. Topkapı Anadolu Otogarı

b. Sirkeci’deki ünlü “sütsüz muhallebici”

c. Hiçbiri

***k

Minik bir parantez açıyorum. Sirke
ci’nin ünlü sütsüz muhallebicisiyle ilgili bir anekdot… _

Adamın biri Anadolu’dan Istanbul’a
“giriş yeri” olan Sirkeci’de, tastamam
40 sene “sütsüz muhallebi” satmış…

Nasıl becerdiğini sormuşlar. Cevap

vermiş…

“Günde 10 bin adaın giriyor bura- l l

Bir daha çıkmıyor. Dörtte birine muhallebi satsam, Allah bin

BİR o HİKÂESİ
KuRTHAN FiŞEK ş

27 Ma büyük meydan muharehesi…

bereket versin, bir daha almasalar, ye
meseler kaç yazar?” ‘

*i*

Ankara, İzmir’deki durum farklı d_e
ğil… Eğlenmek istiyorsanız, Ankara, Is
tanbul, Izmir belediye başkanı adaylarına sorun…

İstanbul’da son zamanlarda çok
sözü edilen Ayaspaşa kimdir?

A n k a r a ‘ n ı n

uluslararası havaalanı Esenboğa’ya
adını veren kimdir?

ß İzmir’in kültür
merkezi olan
“Elhamra Sineması”,
68 yıl önce neydi?
Hiç uzatmıyorum,
gazeteyi ters çevirip
cevapları okuyun…
Adaylardan şimdiye kadar gördüğümle,
gazetenin düzünü,

eğrisini bilmezler, çe- ‘l

virip okuyamazlar.

‘lsawwllll-”W 15/4115/ ‘ir
‘ıueınuıoyseq up/ua/Jnıuiı
epuJĞB/teg saw/uy 5017 1 ‘g

‘ıwezeıpes
ugueıu/(a/ng ueı/ng vuauey ‘z
‘ueâoıo n/opeuv ıdeydoı ‘ı

, î

“Öz “rlük, sâdece farldı
düşüne ilenlerin ihtiyacıdır…”
(Rosa Luxemburg, 1918)

1

.

,_ _êiziıo KAGETı’, ,
ovuıuç vatana mısınız?
Biız/tz çALALıM..

‘ II a) ıı ı
ııAvnı émpı GEL _

DOĞRUYOL PARTİSİ

Aman ne parti ne paıtilm!!

Adı sanı bilinmeyen biri (genel başkan
yardımcılığı kendinden menkûl) kalkıyor,
ANAP’a gidenleri “Şöhret budalası” diye
damgalıyor. Sonradan öğreniyoruz, adı lsmail Karakuyu’ymuş…

Babasının oğlu anasının kuzusu kesiliyor, “Tansu Hanım dünya-ahret bacımdır,_öl desin öleyim…” diyor. Sonra, Genel Idare Kurulu toplantı salonunda, bütün
sıfatsızlığıyla, DYP’nin genel sekreterini
fırçalıyor. Niye? Garibim olanca tecrübesizliğiyle, beyimin koltuğunaoturduğu
için… Adı Cavit ÇağIaHmış… Iyi konuşmuş..; “Bak Hasan! Bir daha benim yerime oturursan iki bacağını kırarım…”

Baba dün konuşmuş… “O artık benim
kızım değil!”

Yarın kızı çıkar, evlâtlıktan reddedilmeye tepki gösterir: “O benim mürüwetimi gördü, ben onun hayrını görmedim…”

Iktidardayken çıldıran partiyi ilk defa
görüyorum.

ıürıııytıe aııaıetı

Gül( SBVIIIBVB basladım!

eroin çıkan bir hanım kızımız
tahliye edildi. Askere gitmek istemeyen iki gerzekle konuştukları
için tutuklanan iki gazeteci serbest
bırakıldı. ISKI’ci Ergun Göknel, en
çok mahkûmiyet istenen dâvâda,
delil yetersizliğinden salındı.
Ama, adalet teıa zisi ters tartıvor.
Arkadaşını “tabanca temizlerken”
kaza eseri öldürene 6 milyon ceza…
Obür birine “öldürmek kasdiyle” bıçak
saplayana daha da az para cezası…

Sahibi olduğu gemide yarım. ton

Arkadaşına, 100 bin lira borcunu r

ödemediği için tabanca çekene, “silahlı gasp” suçundan 26 yıl hapis…

Adaletin neye göre dağıtıldığını
bilsem rahat edeceğim.

En azından “yavşak” demenin ı

müstakar maliyetini bilsem, “AI paranı, ye küfürümü!” diyeceğim…